|
|
|
|
James Brown mı, Guns mı?
Bir gün gelip de Türk insanının aynı günde yer alan iki konserden hangisine gidileceği konusunda birbiriyle didişeceğini söyleseler inanmazdım ama gözlerimle gördüm. 12 Temmuz sıradan bir gün aslında bayram filan değil ama bu yaza özel, bir anda mühim bir gün haline geldi. Aynı gün aynı saatte, James Brown (Parkorman) ve Guns n' Roses (Kuruçeşme Arena) konserleri var. Çok eski arkadaşlarımdan biri karısıyla boşanma durumuna geldi. Çünkü adam James Brown, kadın (ve tabii tüm kadınlar) Guns n' Roses konserine gitmek istiyor. Sanırım o gece ayrılacaklar ve gecenin sonunda birbirlerine ne kadar harika bir şeyi kaçırmış olduklarını anlatacaklar. Fakat asıl hikâye şu; Guns n' Roses'ın geleceğini duyan tanıdığım ne kadar kadın varsa hepsi aradı ve "Davetiye var mı?"diye sordu. Bunun nedenini biraz düşününce buldum. Guns, kadınların da rock dinlemesi gerektiğini düşünen Amerikan müzik piyasasının yeni bir cinsi fethetme operasyonunun ilk adımıydı. Hatta hatırlıyorum, Guns ilk çıktığında hepimiz "Ne bu adam, kadın gibi" filan diye aşağılamaya çalışmıştık kıskançlıktan. Ayrıca Guns'ı kadınların dinlemesine gıcık olduğumuzu da hatırlıyorum. Ergen olarak bizim için rock, kadınların bulunmadığı bir kültürdü. Bizimdi ve kızlar Sezen Aksu dinlemeliydi. Neyse sonra sevdik tabii kerataları, o ayrı... Merak ediyorsanız söyleyeyim, ben o gece Guns'da olurum. Axl 2006 nasıl bir şey merak ediyorum. Ama James Brown'da aklım kalmaz dersem yalan olur, onu da söyleyeyim...
|
|
|
|
|
|
|
|
|