İki 'kuzey' sorunu...
Türkiye, her ikisi de "kuzey" ile başlayan iki önemli sorun yumağını çözmek zorunda. Birincisi, üç gündür PKK terör örgütüne karşı hükümetin "sınır ötesi operasyon yapma kararlılığını" deklare etmesi dolayısıyla Kuzey Irak. İkincisi ise yarın Barış Harekatı'nın 22'nci yılının kutlanacağı Kuzey Kıbrıs. K.Irak'ta PKK varlığının sona erdirilmesi konusunda hükümetin üç gündür koyduğu kararlılıktan yola çıkarsak... Çözüm için iki yol var: İlki, K.Irak yönetimi veya koalisyon güçleri, PKK'nın üst düzey yöneticilerini yakalayıp Türkiye'ye teslim eder. Nitekim, uzun süredir yürütülen görüşmelerin bu konuda belirli sonuca ulaşması için çabaların sürdüğü biliniyor. İkincisi; bölgenin en büyük askeri gücünü barındıran Türkiye, bunun gereğini yerine getirir. Bu yapılmaz ise Siyasal Bilgiler Öğretim üyesi, DYP Genel Başkan Yardımcısı Çağrı Erhan'ın vurguladığı gibi Türkiye bölgesinde sıkıntıya girer. "Herhangi bir etkinliği olmayan, büyük askeri güce sahip ülke pozisyonuna" düşer. Hükümetin de bunun bilincinde olduğu görülüyor. Nitekim, dün Başbakan Erdoğan, ABD'nin Ankara Büyükelçisi'nin "Sınır ötesi operasyon yapamazsınız" yaklaşımına sert tepki verdi. Benzer tepkiyi dünkü sohbetimizde Hükümet Sözcüsü, Adalet Bakanı Cemil Çiçek de gösterdi.
Süre verildi mi? Çiçek, ABD ve Irak yönetimi ile birlikte "belanın ortadan kaldırılması" isteğini, defalarca dile getirdiklerini anımsattı. Türkiye'nin bu talebine her adımda farklı bir yaklaşım gösterildiğini belirterek ekledi: "Ne zaman talebimizi dile getirsek, 'Irak'ta hükümet kurulsun, ondan sonra' denildi. Hükümet kuruldu, 'hükümetin etkinliği yok' denmeye başlandı. Eğer sorunu çözecekse, müttefiklerimizin kararlılığını görmek ve işbirliği yapmak bizi mutlu eder. Yapamıyorlar ise sınırlarını korumak da her ülkenin hakkıdır." Bu aşamada Çiçek'e, "ABD ve Irak'a süre verilip, 'bu zaman diliminde olmuyorsa gereğini biz yaparız' denildi mi" sorusunu yönelttim. Net yanıt vermedi, şöyle dedi: "Bu Dışişleri Bakanlığımızın konusu; bir şey söylemem doğru olmaz. Konuşulan, konuşulduğu yerde kalmalı. Dışına çıkılmamalı." Anlaşılıyor ki PKK terör örgütüne gereğinin yapılması yönünde ABD ve Irak'a belirli bir süre verilmiş. Beklenti, "müttefiklerin bu sürede gereğini yapacakları" noktasında...
"Çözümsüzlük çözümdür" İkinci sorun, Kuzey Kıbrıs. Başbakan Erdoğan, bugün Barış Harekatı'nın 22'nci yıl kutlamalarına katılmak üzere Lefkoşe'ye gidecek. Erdoğan, PKK konusunda uzlaşı bulamadığı Washington yönetiminden Kıbrıs sorununun çözümünde destek istiyor. ABD Dışişleri Müsteşar Yardımcısı Matthew Bryza da dün KKTC yönetimi ile bu çerçevede bir araya geldi. KKTC Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş, Kıbrıs sorununda varılan noktayı dün şöyle özetledi: "8 Temmuz'da BM Genel Sekreteri'nin Yardımcısı Gambari'nin girişimiyle, Talat-Papadopulos üçlü görüşmelerinden ümitli değilim. Papadopulos'la müşterek bir noktada buluşmamızın olanağı yok. Hava ne kadar yumuşak olursa olsun, 40 yıl daha oturup konuşsak sonuç çıkmaz." Denktaş'ın önerisi, bu ayın sonunda Talat ve Papadopulos'un görüşmesini izledikten sonra Türkiye'nin kesin kararını verip AB ile müzakereyi askıya alması... Zaten Türkiye askıya almasa da AB, Kıbrıs için ek protokolü uygulamaya koymadığı gerekçesiyle müzakereleri donduracak. Anlaşılıyor ki ağustos sıcağı, iki kuzeyde yaratılacak serinlik oranında aşılabilecek. Yoksa oldukça sıcak geçecek.
|