| |
|
|
Hukuksuz devlet örgütlenmiş şiddettir...
Amerika'nın ve İsrail'in Vahşi Batı'nın hukuk tanımaz kovboyları gibi "Kanun benim" diyerek önlerine çıkan ülkeleri vurması, bugünün dünyasının dramıdır. Bu dramın figüranları olan tüm ülkelerin trajedisi ise, iki ülkeyi kınamaktan başka bir şey yapamamanın dayanılmaz ağırlığı altında ezilmektir. Ortadoğu'nun karmaşık denge hesaplarının arasında kalan ve topraklarında üslenmiş örgütlerle bile baş edemeyen bahtsız Lübnan'ın, " Ordu devlet " yapısındaki İsrail'le savaşabilmesi ne kadar mümkün ki? Sonuçta Hizbullah'ın varlığının bedelini, sivillerin ölümü ile, iç savaş sonrasında yeniden zorla yapılan tesislerinin, Beyrut Havaalanı'nın yıkılması ile ödüyor. İran'a mı, Suriye'ye mi, yoksa Irak'taki çözümsüzlüğe mi daha fazla sinirlendiği anlaşılamayan Amerika ise, Lübnan'a bir kez daha tecavüz edilmesine destek veriyor. "Olmaz böyle şey" diyerek, ABD'yi ve İsrail'i kınamak tabii ki hem mümkün hem de kolay. Ama kınamaktan başka bir şey yapamamak da, bu drama tanık olan tüm dünyalıları kahrediyor. İsrail'i yönetenlerin, bu ülkenin varlık sebebini unutmaları ise, bu dramın diğer boyutu. Eğer Nazi Almanyası 6 milyon Yahudi'nin yok edilmesine dayanan " Soykırım "ı gerçekleştirmeseydi, yüzlerce yıldır o coğrafyada yaşayan Avrupa Yahudileri " Bundan sonra bir Yahudi' nin bile öldürülmesini kabul edemeyiz " diyerek İsrail'i kurmak için Filistin'e göç ederler miydi? İsrail'i ve ordusunu, Treblinka'dan, BergenBelsen'den, Auschwitz'den, Birkenau'dan sağ çıkabilen siviller kurmadı mı?
NE FARKLARI VAR? Peki şimdi İsrail bombalarına hedef olan Filistinli, Lübnanlı siviller, 1945'in Yahudilerinden farklı ruh haleti içinde mi sanki? İsrail'in her saldırısında, onlar da " Şiddete karşı şiddet " demeyecek mi? El Kaide'nin doğduğu Ortadoğu ortamının hastalıkları defalarca yazılıp, yorumlanmadı mı? Irak'a müdahale edebilmek için Birleşmiş Milletler düzenini çökerten Bush yönetimi, şimdi İsrail'e açık destek vererek, kendi ürettiği Büyük Ortadoğu Projesi'ni de dinamitlemiyor mu? Artık bilmemiz gereken bir gerçek var. Hukuksuz devlet, sadece " Örgütlenmiş şiddet "tir ve bugün İsrail bu konumdadır. Başbakan Erdoğan'ın da diğer ülke yöneticileri gibi çaresizlik içinde kıvrandığını ve kınamaktan başka bir şey yapamamanın ağırlığı altında ezildiğini, Artvin'de seslendirdiği şu cümlelerinden anlamak mümkün: - Soruyorum İsrail' in derdi nedir? Filistin' i tamamen işgal etmek mi? Bunu görmek, bunu bilmek isteriz. Eğer buysa o zaman muhakkak karşılığını da tüm insanlık göstermektedir ve gösterecektir. İsrail' in evlatları ne kadar kıymetliyse Filistin' in evlatları da o kadar kıymetlidir. Filistin' de yaşanan kaçırma olayı ne kadar olumsuzsa, ona misliyle orantısız güç kullanımı daha çok olumsuz ve yanlıştır. Bunu yapanlar ne dünya barışına, ne de kendi güvenliklerine hizmet ediyorlar. Aksine geleceği daha da karartacak düşmanlık tohumlarını ekiyorlar. Şüphesiz ki küresel barışı kabullenmeyenler, barışa lafta destek verenler, bunun bedelini küresel terörle karşı karşıya kalmak suretiyle er geç öderler. Zira terörü bu tahrik ediyor.
|