|
|
|
|
|
|
'Gereksiz kitabı yırtarım'
Osmanlı tarihçilerinin yüzde 90' çarpım tablosu bilmeyen mühendisler gibi. Belgelerimi onlarla neden paylaşayım ki?.
-Osmanlı hanedanından pek çok insanla çok çok iyi ilişkiler yürütmektesiniz, eleştirdiğiniz yanları da oldu zaman zaman, buna rağmen hepsinin en büyük 'sırdaşı' gibisiniz. O neden? - Bir dakika, ben Osmanlı Sarayı muhabiri değilim. Ben o konuda gazetecilik yapmıyorum. Onlara gazeteci gibi yaklaşmadım da ondan. Dostluk başka, gazetecilik başka. İnsan işi için dostlarını kullanır mı?
- Bu sayede hiç kimsede olmayan belgeleri elde etmiş olma ihtimaliniz var mı? - Ettim. Çünkü gazetecilik yapmadım diyorum. Sebebi odur.
- O belgeler sizde ve sizin verdiğiniz ürünler dışında kimseyle paylaşılmıyor. Bu kötü bir şey değil mi? - Neden paylaşayım ki. Unutmayın, benim elim de kalem tutuyor ve bulduğum belgeyi yayınlıyorum. Hiç kimseyle hiçbir şey paylaşmam, oturur kendim yazarım. Kaldı ki, ben eşek gibi çalışırım, mutlaka paylaşma gerekecek olsa paylaşacağım adamların da benim kadar çalışmasını ve benim bilgi düzeyimde olmalarını isterim. Adam eğer tarihçiyse şu gördüğünüz fermanı, gazete okur gibi okuması lazım. Bir iki kişi hariç, hiçbiri okuyamıyor. Osmanlı tarihçilerinin yüzde 90'ı çarpım tablosunu bilmeyen mühendis gibidir. Onlarla niye paylaşayım? İkincisi, kendi uğraşımı, çabamı niye vereyim? Şehrin orospusu değilim, affedersiniz. Zaten ben öyle her belgenin de peşinde koşmam. Çöpçülük yapmam. Öyle olsa burası kitaptan geçilmezdi.
- Bir yerde bir lafınız var 'Ben koleksiyon yapmam, eskici miyim?' diye... - Okunmasına gerek görmediğim kitabı yırtar atarım ben. Ama o dediğiniz meselede, dostluk ayrı, gazetecilik ayrı... Ben hiçbir zaman gazeteci olarak yaklaşmadım o insanlara. Siz hiç benden öyle özel bir haber, paparazzi türünde bir şey gördünüz mü?
|
|
|
|
|
|
|
|
|