|
|
Dans yarışmasından geriye kalanlar
KANAL D'nin yarışması Dans Eder misin? Yasemin Yalçın-İlyas İlbey çiftinin kızları Eylül'ün zaferiyle sezonu kapattı. Aylar önce kaleme aldığım bir yazıda, "Eylül'ün en büyük handikapı ünlü bir anne- babanın kızı olması. Halkımız, para ödülünü daha fazla ihtiyacı olan bir adaya vermek isteyecektir" diye yazmıştım. Nitekim yarışmanın ilk iki bölümünde garsonluk ve barmenlik yapan gençler birinci oldu. Ama üçüncü bölümde Eylül, farkını öyle tartışılmaz bir şekilde ortaya koydu ki, kimseye başka seçenek bırakmadı. Asena'nın muhteşem dans gösterisiyle nefesleri kestiği final gecesinin tek aksaklığı, dördüncünün açıklandığı andı. Seyfi Dursunoğlu, Eylül ile Aydan'ın arkasına geçti. "Başka zaman olsa size kimsenin dokunmasına izin vermezsiniz. Ama şimdi size dokunmam için can atıyorsunuz değil mi? Çünkü, dokunduğum kişi kalacak, diğeri gidecek" dedi ve Aydan'a dokunup, onu öne doğru itti. Aydan, önce kazandığını sanıp sevindi. Sonra yardımcı sunucu Yiğit Alıcı'nın uyarısıyla devam edenin değil, kaybedenin açıklandığını öğrendi. Keşke bu en önemli bölümün provası programdan önce yapılmış olsaydı. 30 hafta boyunca bu sütunlardan Benimle Dans Eder misin? ve Dans Eder misin? adıyla yayınlanan yarışmayı zaman zaman yerdim, zaman da övdüm. Tüm ufak tefek hatalarına, aksaklıklarına rağmen bu sezon insanımızı dansla barıştıran yarışma ekibini yürekten kutluyorum. Ama burada aslan payı Huysuz Virjin'in. Eğer onun şovu olmasaydı, insanlar bu kadar uzun süre ekran başında kalmazdı. Projenin gerçekleşmesinde Tan Sağtürk'ün de önemli katkısı var. Ama neredeyse her hafta "Ben bu projeyi Kanal D'ye önerirken..." diye başlayan uzun cümlelerinin ekip ruhuyla örtüşmediğini düşünüyorum. Genç yarışmacılar dışında Dans Eder misin? Türkiye'ye iki isim daha kazandırdı. İlki; televizyon geleceğinin çok parlak olacağına inandığım Uğurkan Erez. Diğeri de Kavuklu Huysuz Virjin'e harika bir Pişekar'lık yapan genç sunucu Yiğit Alıcı. Sanırım Alıcı'yı önümüzdeki günlerde tek başına önemli programların sunuculuğunu yaparken izleyeceğiz. Peki ekran başındakiler bu yarışmadan neler öğrendi? 1. Dans sadece kasap havası, çiftetelli, halay ve göbek atmaktan ibaret değildir. 2. Yarışma, ekran başındakilerin dağarcığına yeni kelimeler kattı. Örneğin lirik, koreografi gibi... Hatta koreografinin kareografi olmadığını pek çok kişiye bu yarışma öğretti. 3. Dans; oynamak, sallamak, sallanmak değil, kendini müzik ve hareket eşliğinde ifade etme biçimidir. 4. Türkiye'deki gençler de sadece iyi dans ederek üne kavuşabilir, hayatlarını bu sayede kazanabilirler.
|