Burjuvanın magandası da zontası da vardır
ENGİN ARDIÇ.
SEVGİLİ ve bilgili kardeşim Engin Ardıç, Akşam'daki köşesinde şöyle yazmıştı dün: -Mehmet Barlas ağabeyim çok bilgili, çok akıllı bir adamdır. Liberal bir aydındır, dolayısıyla akılcı ve gerçekçi olduğu da varsayılır, çoğu zaman öyledir de. Ancak ara ara o bile gönlünden geçeni gerçek gibi gösterme yanılgısına kapılıyor, 'wishful thinking' tuzağından kaçınamıyor. Örneğin, günün birinde Avrupa Birliği'ne girebileceğimize samimi olarak inanıyor, bunu şiddetle özlediği için görüşleri 'tahlilden' çıktı, 'propagandaya' döndü. Elbette kendi bileceği bir tutumdur, saygı duyarız. Fakat geçen gün , 'burjuvazi olmazsa demokrasi de olmaz' şeklinde düşünenleri 'şablonculukla' suçlamış. Oysa benim demek istediğim şuydu o yazımda: Burjuvazi, Avrupalı bir olgu. Köylülükten kentliliğe geçen ve köylülerle aristokrasinin alternatifi olan bir sınıfı simgeliyor. Burjuvazinin karşısında da bu şablonda proletarya veya işçi sınıfı olmalı. Ama bütün bunlar da demokrasi için ön şart değil. Her iki sınıfın da var olduğu Almanya'da Hitler demokrasiyi mi simgeliyordu? Buna karşı Hindistan'da, tarıma bağımlı köylüler, sanayi sermayesi ve emekçileri aynı anda Bangalore'nin bilişim eliti ile birlikte var olabiliyor ve bu ülkede demokrasi kesintisiz var oluyor. Neyse... Sevgili Engin Ardıç, her toplumda var olan magandalardan ve zontalardan bıktığı için, "Burjuvazi özlemi " duyuyor anladığım kadarıyla. Oysa burjuvanın da magandası ve zontası vardır.
|