|
|
Bayrak deyip geçmeyin
HER sabah gazetedeki penceremden Boğaz Köprüsü'ne bakıyorum. Bir gün Galatasaray bayrağı var, bir gün yok. Bence durum pek vahim. Öncelikle bu ülkede birbirlerinin bayrağına bile tahammül edemeyen taraftarla nereye varılacağını merak ediyorum. Terörü hobi olarak gören İngiliz holiganlar hariç, Almanya 2006'dan her gün ajanslara muhteşem festival görüntüleri düşüyor. Maç sonrası mağlup takım davul çalıyor, galip takımın taraftarı oynuyor. Avustralyalılar, kıtalarının sembolü kanguruya Brezilya forması giydirmişler, rakiplerine jest yapıyorlar. Bizler ise Boğaz'ın inci gerdanlığında saçma sapan bir kan davasına soyunmuşuz. Hem İstanbul'un, hem futbolun Boğaz'ını sıkıyoruz... Gelelim daha da vahim olana... Malum, köprüler terörün başlıca hedeflerinden. Ama belli ki alınan güvenlik önlemleri yetersiz. Köprü üzerindeki nöbetçi kulübeleri ve devriyeler az. Zira bir haftada üç kez bayrak ipi kesiliyor. Köprüde aracını durdurup, bir bayrağı kesmek için iki-üç dakika fırsat bulabilen biri, pek âlâ daha ciddi eylemlere girişebilir. Bayrak olayından payımıza düşecek pek çok ders var. Alabilirsek tabii...
|