|
 |
 |
 |
 |
| Dev yelkenliyi SABAH gezdi
|
|
Türkiye'de yapılan dünyanın en büyük yelkenlisi Maltese Falcon (Malta Şahini) geçtiğimiz günlerde çıktığı ilk yelken testinden tam puan aldı. Tuzla Yıldız Tersanesi'nde üç yılda yapılan süper yat, tüm hazırlıkları bitmeden dünya medyasından ilk kez SABAH'ı konuk etti.
Uzay yelkenlisi 'Malta Şahini' kanatlanıyor
İstanbul Tuzla'daki Yıldız Tersanesi'nde üç yılda yapılan 'Dünyanın en büyük ve en modern yelkenlisi' unvanına sahip Maltese Falcon 'Malta Kartalı', ilk deneme seferini başarıyla tamamladı. Dev teknenin son rötuşları yapılırken dünya basınından ilk konuğu SABAH gazetesi oldu. Yat ay sonunda Malta yolcusu.
Bunca yıldır yelken yaparım. Bugüne kadar test seyri ve incelemek için kaç tekneye bindiğimi hatırlayamıyorum. Bunların arasında dünyanın ne önemli ve prestijli yatları da vardı. Ama ilk kez bir tekneyi incelerken tam anlamıyla şoka girdim, hayretler içinde kaldım. İtiraf etmeliyim ki bu tekneyi hayal etmek de imal etmek de bu tekneye para yatırmak da sıradan akla sahip insanların işi değil. Maltese Falcon, Türkçe anlamıyla Malta Şahini'ne ilk adımımı attığım andan itibaren kendimi bir kurgu-bilim filminin setinde zannettim. Her şeyi bir hayal gibi algıladım. Öyle bir tekne düşününüz ki yelken direkleri var. Ama o yelken direklerini tutan biz denizcilerin 'çarmıh' dediği hiçbir düzenek yok. Yani direklere yana devrilip kırılmasın diye en ufak bir destek sağlanmıyor. Öyle bir yelken düşünün ki ortalıkta görünmesin ama tam beş parça halinde direğin ortasından çıkabilsin...
1940 YILININ RÜYASI DYNARIG
Öyle bir yelkenli düşünün ki yelken aktarma yerine direği dönsün, o da yetmezmiş gibi dümen yerine bu şekilde yelken ayarlarını kullanarak yürüsün... Maltese Falcon, gerçek bir prototip yat çalışması. Ama dev boyutlarda bir prototip. 'Dynarig' olarak adlandırılıyor. Dünyada gerçek anlamda benzeri, eşi menendi yok. Yıldız Tersanesi'nin yapım için ilk adımı atmasından bu yana tam beş yıl geçmiş ve bunun son üç yılı yapım çalışmalarına ayrılmış. Ancak bu tekne ve dynarig yelken düzeneği neredeyse yüzyıla yakın bir süre önce kurulmuş hayalin yansımasından başka bir şey değil. 1940'lı yıllarda bir Alman profesör, bu düzeneği hayal ediyor ve projelerini çiziyor. Gelgelelim projeyi uygulamaya imkân bulamıyor. Çünkü o günün teknolojisine göre böyle bir yelken direğinin çelikten başka bir malzemeyle yapılmasına imkân yok. Çelik direklerle yapılmış yelken düzeneğinin ağırlığını da taşıyacak salma  ve gövde yok. Olsa da böyle bir tekneyi ağırlığı yüzünden yerinden kıpırdatabilmenin mümkünü yok...
TOM PERKINS'LE HAYAT BULUYOR
Sonunda proje uyutuluyor ve elbette unutuluyor. Taa ki karbon fiber malzemeler bulunup, uzay teknolojileri yelken üreticilerinin hizmetine girene kadar. Bütün bu gelişmelerden sonra dünyanın en önemli işadamlarından ama ondan da önce en önemli yelkencilerinden biri olan Tom Perkins, bu projeyi tekrar hayata geçirmeye karar veriyor. Hollandalı büyük bir proje grubu ile görüşmelere başlıyor. Bunun için ciddi çalışmalar başlıyor. Ama çözülemeyen bir konu var. Böyle bir tekneyi kim yapabilir? Tom Perkins ve tasarımcılar projeyi gerçekleştirecek tersane aramaya başlıyor. Ancak bugüne kadar en ufak bir benzeri yapılmamış tekneyi kimseye emanet edemiyorlar. Gerçekten de çok bilinmeyenli bir denklem gibi... Uzun araştırmalardan sonra İstanbul Tuzla'daki Yıldız Tersanesi bulunuyor. Yıldız Tersanesi ünlü İtalyan yatçılık firması Perini'nin üretim noktalarından biri. Resmi literatürde Perini İstanbul olarak geçen Yıldız Tersanesi'nden, bu çılgın projeye "Prensip olarak yapabiliriz," cevabı verildiği andan itibaren inanılmaz bir temponun içine düşülüyor. Tam tamına beş yıl sürecek, durmak soluklanmak bilmeyen bir mücadele başlıyor. Tekne yapılacak ama hemen hemen teknenin tüm parçaları ilk kez uygulamaya konuluyor. Bu 'danışmanlık hizmeti' diye bir fikri de ortadan kaldırıyor. Çünkü her şeyi sen keşfedeceksin, herhangi bir konuda takılıp, sonra kimseye fikir sorma imkânın yok... Tersanenin dört elemanı bu projeyi fiilen üstleniyor. Alper Canmert, F. Mundt "Furkan", Önder Öztürk ve Mete Yakın'dan oluşan dörtlü teknenin yapımı için sonsuz bir mücadeleye girişiyor. Tek avantajları, yeni yatın daha önce inşa ettikleri bir gövde ile birleştirilmesi oluyor. Çelik gövdede ufak tefek değişiklikler yapılıyor. Baştaki bulb iptal ediliyor. Hareketli salmadan vazgeçiliyor. Dümen şekli de değişiyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
