Efsane geri döndü
Dünya Kupası öncesinde en koyu taraftarlarının bile umutsuz kaldığı Almanya, her maçta bir vites yükselterek grubu üç galibiyetle bitirdi. Açıkçası bu sonuç ve tempo hem FIFA'nın hem de Beckenbauer'in istediğiydi. Büyük organizasyonlarda dikkat edilen en önemli noktalardan biri ev sahibi takımın en azından çeyrek finale kadar heyecanın içinde kalması. Beckenbauer, bu organizasyonu, İngiltere'nin elinden adeta çalarken, milli takımının acınası halini elbette göz önünde bulundurmuştu. Klinsmann'ı sempatik vizyonuyla Alman halkını tatmin edecek seçim olarak gördüler. Aslında ipler bizim de çok yakından tanıdığımız Joachim Löw'ün ellerindeydi. Klinsmann Amerika'da, Miami güneşi ile günlerini geçirirken, Löw tüm eksikleri tamamlamak için uğraşıyordu. Ekvador, özellikle defansif organizasyonları üst düzeye çıkarmış bir takım olarak Almanya'nın "topal" yürüyüşüne çomak sokabilirdi. Ancak Panzerler, 4. dakikada öne geçince, Ekvador'un sahip olduğu bütün silahlar bir anda "kurusıkı" ya döndü. Hep savunarak oynamışlar, pusuda kalıp rakiplerinin hata yapmasını beklemişlerdi. Bu sefer tuzaktaki kendi ayaklarıydı ve aynı silahı rakipleri kullanıyordu. Ballack'ın girmesiyle orta sahasına hem yaratıcılık hem de düzen getiren Almanlar'ın seyircilerinin müthiş desteği ile oyunun her bölümünü ellerinde tutmaları da önemli. Bu sonuçlar "turnuva ekibi" Almanya'ya eski özgüvenini geri getirir. Sadece üç maç kazanmadılar, kişilikleri ve en önemlisi halk desteği de artık döndü. Bu, final yürüyüşü için en önemli etken...
|