|
|
Genç subaylar değil genç bürokratlar rahatsız
3 yıl önce, Cumhuriyet gazetesinde Mustafa Balbay imzası ile " Genç Subaylar Tedirgin " başlıklı bir haber yer almıştı. Haberde, Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'ün, Başbakan Erdoğan'ı "Bazı AKP'liler, orduyu yıpratmak isteyenleri cesaretlendiriyor. TSK huzursuz ve rahatsız" diye uyardığı belirtiliyordu. Balbay'ın başkenti karıştıran bu haberi diğer büyük gazetelerin manşetlerine "Ankara'da Genç Subay Bombası", "4 Yıldızlı Tepki" şeklinde taşınınca tartışma daha da büyümüştü. Yapılan yorumlara göre, bu rahatsızlık da aslında ordunun tabanından, yani genç subaylardan geliyordu. Çünkü, genç subaylarda bir huzursuzluk başlamıştı. Yine yorumlarda, bu haberi bizzat TSK içindeki 'şahin' kanadın, Orgeneral Özkök'e mesaj niteliğinde basına verdiği söyleniyordu. Olayın ardından Orgeneral Özkök, iddialara sert bir dille tepki göstermiş ve TSK'nın birlik ve beraberlik içinde olduğunu belirtmişti. Geçtiğimiz günlerde, Akşam gazetesinde Kenan Evren'in, "Genç subaylara dikkat etmek lazım" ifadeleri yer aldı. Ancak, başkentte asıl rahatsız olanın genç subaylardan çok, 'genç bürokratlar' olduğu anlaşıldı. Çünkü, Ankara'nın en kritik sivil kurumlarının kilit görevlerinde bulunan ve gelecek vadeden pozisyonlara sahip genç bürokratlar bir süredir akşamları veya hafta sonları 15'li, 20'li gruplar halinde biraraya geliyor. Saatler süren toplantılarda, neler yapılacağı, ülkenin içinde bulunduğu dalgalı ortamdan kurtulmak için nasıl hareket edileceği tartışılıyor. Senaryolar çalışılıyor. Bu toplantılar düzenli olarak yapılıyor. Her isteyen bu oturumlara katılamıyor. Aralarına aldıkları her yeni üye için diğerlerinin 'olur' vermesi gerekiyor. Yani sıkı bir güvenlik ve ağzı sıkılık esası söz konusu. Çok ilginç. Çünkü, kilit bakanlıklardan ekonomi ile ilgili kuruluşlara, yüksek yargıdan siyasi ve akademik çevrelere kadar bir çok kritik isim bu toplantılarda yerini alıyor. Kısacası, genç subayların değil ama genç bürokratların huzursuzluğu açıkça ortaya çıkıyor. Yoksa, durduk yerde bu toplantılar niye?
|