Babam ve bebeğim
Çok özür dilerim Babacığım, özür dilerim Bugün elini öpemeyeceğim. Belki sen zaten ölü bir babasın. Belki ben çoktan ölü bir bebeğim. Kusura bakma babacığım Çok isterdim Eline değsin ellerim Parmaklarımla parmağını sarıvereyim Bir parmak bedenimle kocaman kucağına karışıvereyim İlk nefesime yapışmış meğerse son nefesim Bugün elini öpemeyeceğim Belki sen zaten ölü bir babasın Belki ben çoktan ölü bir bebeğim.
İstanbul'da bir hastanede ölüyorum, ölü bebek haberi oluyorum. Peşimden başlıklar, yazılar, kameralar koşuşturuyor. Diyorlar ki, bu cennet ülkede her 15 dakikada ölenlerden bir bebeğim. Sonra, Edirne'den Ardahan'a doğru emekliyorum. Kameraları bekliyorum, haberlere, yazılara birer meme gibi yapışmak, Doğu'da çok çok doğup neredeyse her 5 dakikada bir ölürken de, ilk nefesimle son nefesim arasındaki dakikalarda minicik minnacık, ama bir insan olmak istiyorum. Buralarda ölüm bebekleri ayırt etmiyor, Türk müdür, Kürt müdür diye. Sünni midir, Alevi midir diye. Bebeklerin kimliğine bakmıyor. Kafası karışık handiyse ırkçılar gibi ölümle etnik kimliği bir tutmuyor bebeklerde. İşsiz babanın çok çocuklu hanesinin hiç doktor görmemiş sürekli gebe kadınının yoksul ağıtlarının içinde her daim mukim zaten ölüm. Manşetlerin bölgesinde binde 28 denen bebek ölümü, yoksulluğun ve çok çok bebeğin gölgesinin bölgesinde binde 70 ki Binde 70, pek Avrupalı memleketimde bir bakıma Afrika'dır. Bir atımlık hoyrat hayatın bir bakımlık bebeklerinin ana, baba, devlet, kader, hayır kader denemeyecek her şey vasıtasıyla uğradıkları ihanettir. Bir doktor görüyorum, çırpınıyor, bir fazla bebek daha yaşatabilmek için. Bir doktor biliyorum, ölen her bebekle ölmekten öleyazdığı için yaşayabilen her bebekle yaşamak istiyor. Uzatmayayım, babacığım. Madem ki her şey istatistik, bebek şöyle büyüyor: Misal, 1 milyon bebek doğdu. Yurt çapında 30 bini hemen öldü. Kalanlardan bir o kadarı da ilköğretime gelene kadar ölüyor, yok oluyor, tükeniyor. Diyelim ilk öğretime başlayan o 900 bin küsurdan sadece 130 bini ÖSS'de üniversite adayı oluyor. O 130 binden 20 bin kadarı bir yere kapağı atıyor ve sadece 2 bin kadarının girdiği bölüm onu mutlu ediyor. Her 1 milyon bebekten, kimisini öldüre öldüre, kimisini süründüre sevindire gelinen yer bu: Her 1 milyon bebekten, 2 bin "mutlu-üniversiteli". 1 milyonda 2 bin, 100 binde 200, 10 binde 20, binde 2, yüzde 0.2: İstatistik bu işte! Bebek ölüm oranının 15'te biri kadar bir bebek-üniversiteli oranı.
Ben yine de her gün dönümünde yüz binlerce umutlu bebek, çocuk ve genç ve yetişkinim ve en yakında yahut en uzakta, ver elini öpeyim.
|