| |
|
|
Alpözen'e kıymayın!.
OĞUZ Alpözen, dünyanın en ilginç müzecilerinden biridir.. Bu ülkenin de en büyüklerinden.. Bodrum Müzesi'ni yaratan adamdır.. Sualtı araştırmacılığı ile o yüzlerce yıllık batık gemiyi çıkartıp, Bodrum Müzesi'ne getiren, müzeyi dünyaya açan adam.. Orada "Yaşayan Müzecilik" yaptı Oğuz.. İnsanlar müzeyi gezerken, cam ve toprak işleyen ustalardan, o devirde kalan amfora ve benzeri kapların nasıl yapıldığını gördüler.. Tapınak şövalyeleri ile yemekler yediler.. Geniş bahçeleri yeşillendirdi, kafeler yaptı, orayı her an gezilecek, dinlenecek bir park haline getirdi. Tek şikâyeti devlet dairesi olmasıydı. Kadro bulamıyor, mesai saatleri dışında adam çalıştıramıyordu resmen.. Bu yüzden kırk hile-i şeriye ile müzeyi açık tutmaya çalışıyordu mümkün olduğunca.. Emekli oldu köşesine çekildi. Şimdi Oğuz'un adını yıpratma kampanyası açıldı aniden.. Yerine gelenler onun düzeyine ulaşamayınca mı bu yola başvurdular bilemem.. Turizm Bakanı Atilla Koç müjde vermek için aramıştı beni.. "Maliye Bakanı Unakıtan da imzaladı.. Ayazağa Kültür Sarayı önündeki son engeller de kalktı.. Orayı 1.5, 2 yıl içinde açacağım.." Erkan Mumcu'ya "Bu işi yap, Taksim'de elini öperim" demiştim. Yapamadı.. Koç başardı.. "Kutlarım bakanım" dedim ve sonra ona Oğuz'u anlattım.. "Birtakım ufak adamların daha da ufak hesaplarına kapılmayın, bu büyük müze adamını, bu heykeli dikilesi anıtı yıpratma çabalarına uymayın sakın" dedim. Konuşmalarından anladım ki, Oğuz'un ne olduğunun farkında..
|