| |
Bu sınavlar eskidi
Sadece yarın üniversite sınavına girecek olan öğrencilerimizi değil, genç kuşakların tümünü savaş bitiminden hemen önce vurulma talihsizliğine uğramış askerlere benzetiyorum. Neden? Çünkü yeni bir çağ başlıyor ama onlar hâlâ eski alışkanlıkların uzantısında kulaç atmak mecburiyetinde. Yaşamı, ruh ve akıl, uygulamalı bilimlersosyal bilimler, fenedebiyat gibi bölerek algılamaya başlamak sanayi döneminin zihniyetiydi. Şimdi artık ne "kuvantum düşünce bilimi", ne "karmaşıklık yöntemi" bu anlayışa iltifat ediyor. Tam tersine tüm evreni bir bütün olarak algılamaya uğraşıyor. "Çin Körfezi'nde bir kelebek kanat çırparsa, Meksika Körfezi'nde fırtına çıkar" özdeyişi de, bu çağın yeni anlayışını anlatmaya çalışıyor. Her şeyin birbirine bağlı olduğunu, işin özünü "bütünü" görerek algılayabileceğimizi söylüyor. Bölük pörçük minnacık konuların teknisyenliği bitiyor, "Yeni Rönesans" türü bir düşünürlük gündeme geliyor.
Endüstri devrimi bölerek anlatıyordu, şimdi endüstri sonrası dönem bütünleştirerek algılama istiyor. Gencecik insanlarımıza ise bu gerçek ortada iken hâlâ dünün öğrenimini verip, dünün mesleklerini seçmeye zorluyoruz. Halbuki, eğitimde yeni trendler, eskinin hızla kaybolacağını göstermekte... Zenginliği artık yaratıcılık sağlıyor. Kumdan cam yapan değil, kumdan çip, ondan da bilgisayar yapan çok daha büyük para kazanıyor. Buluş, nirengi noktası olmakta... Yeni icatların esas olduğu bir dünyada çocuklarımızı dört yıllık bir eğitimle bir meslek erbabı yapmak, binlerce annebaba için de çocuklar için de tabii ki çok önemli ama hayat bunu artık eskisi gibi önemsemiyor. Yeniliğin bu kadar hızlandığı bir ortamda dört yıllık bir eğitim, hayatın tümünü kapsamayacağı gibi böylesine bütünün küçük bir parçasında yaşam kurmayı da çok ödüllendirmiyor. Çağ, öğrencilerin "yaratıcılığını" geliştirecek bir yol aramakta...
Üniversitelerin ilk iki yılını bölüm seçmeden ortak okutan okulların çoğalması da bu yüzden. Öğrenciye meslek değil, kendi yaratıcılığını tanıma fırsatı ancak böyle veriliyor. Temel öğrenim ertesinde öğrencinin eğilimine göre tercih yapması daha sağlıklı hale geliyor. Bir sonraki adım da, kendilerinde var olan yaratıcılık cevherinin gün yüzüne çıkarılması ve bundan ileri noktada verim alınmasının metotlarının öğretilmesi... Eski kavramların yerine, yaratıcı sezgi esas alınacak. Eğitimde yeni trendler bununla da sınırlı değil. Toplumların eğitim düzeyi ilerledikçe üniversite de bizdeki anlamını yitiriyor. Örneğin ABD'de üniversite meslek için artık yeterli sayılmıyor. Üniversiteye gidenler, genel bilgi yanında, kendilerinin eğilimli olduğu disiplinleri görüyor. Eğer bir öğrenci İktisat Fakültesi'nden yüksek bir ortalamayla mezun oluyorsa "iktisatçı" sayılmıyor. İktisada eğilimli sayılıyor. Peki, mesleki eğitimini nerede tamamlıyor? Mastır ve doktorada...
Nitelik eskiden lise düzeyinde idi, şimdi ileri ülkelerde üniversite düzeyine yükseldi. Üniversite eğitimi de bir merhale ilerledi. Lisans üstüne tırmandı. Bu nedenle ABD'de üniversiteyi farklı bir dalda görüp, lisans sonrası eğitimle çok farklı bir mesleği edinmek olası. Üniversitede işletme okuyup, lisans üstü eğitimde mühendis olabilmeniz de bu yüzden. Bugünkü formel eğitim muhteva değiştirirken, sanayi dönemi anlayışı da adım adım kaybolma yönünde. Böylesi bir dünyada çocuklarımız yarın, yaşamın "olmazsa olmazı" olarak değerlendirdikleri üniversite sınavına girecek. Liseleri birincilikle bitirip üniversiteye giremeyen onlarca çocuğun da örneklediği gibi, bizde eğitim sistemi dünde kalması gerekeni bile nitelikli şekilde yerine getiremiyor. Liselerin döküldüğünü, üniversitelerin isteneni vermekten çok uzak olduğunu biz yaşayarak ve bunun çilesini çekerek görüyoruz.
Kaybedenler çok üzülmesin. Bu öyle bir çağ ki, her şeyi hız belirliyor. Çağın hızını ve değişimin tümünü gören, üniversiteyi bu yıl ıskalasa da yaşamı değerlendirir. Bu temel tılsımı algılamayan ise üniversiteye girse de, çok başarılı olmayabilir. Türkiye'nin hâlâ önemsemediğini, çağ önemsemeye başladı. Bunu algılasak, çocuklara gittikçe artan bu eziyeti de yapmaz, başka formüller üretiriz zaten.
|