| |
|
|
30 yıl önce Uzun saçlı erkekler Kayseri'de taşlanmıştı
Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Ersin Kalaycıoğlu ile Sabancı Üniversitesi'nden Doç. Ali Çarkoğlu'nun birlikte yaptığı, " Türkiye'de Sosyal Tercihler Araştırması " yayınlandı. Araştırma medyada farklı başlıklarla sunuldu. Mesela Milliyet, " Türkiye sağa kaydı " diyordu. Hürriyet, " Şeriat isteyenler sadece yüzde 9 "u tercih etmişti. Radikal, " Halkımızı tanıyalım: Dindar, askerci, özgürlük karşıtı " demişti. Cumhuriyet ise " Siyasetin yeni yüzü: Merkezde hiçbir parti bulunmuyor " başlığıyla vermişti haberi. Bu farklılıklar normaldir. Nihayetinde her gazetenin belli bir çizgisi vardır ve haberlerin sunuluşu o politikanın sınırları içinde yer alır. Mesela " Şeriat tehlikesinin farkında mısınız?" diye bas bas bağıran Cumhuriyet'in, şeriat isteyenlerin yüzde 9 olmasını öne çıkaracak hali yok.
Bunlar iyi güzel de... Önemli bir noktanın altını çizmek gerekiyor. Araştırmaya bakan özgürlükçü bir kişi, gerçekten karamsarlığa düşebilir. Mesela " Ramazanda lokantalar iftara kadar kapalı olmalı mı " sorusuna... Yüzde 49 oranında " Evet, katılıyorum " cevabı verilmiş. Liberal ve özgürlükçü bir açıdan baktığınızda umut kırıcı bir cevap... Halbuki bir nokta gözden kaçırılıyor: Bu ve benzeri araştırmalar ' gerçeği' değil, ' insanların tutumunu, tavrını, görüşünü' ölçüyor.
Yıllar önceydi... 1972-73 olsa gerek. Ramazan ayında, bayrama bir iki gün kala otobüsle geziye çıkmıştık. Turda uzun saçlı delikanlılar da vardı. Derken Kayseri'ye geldik. Açız, şehir merkezinde lokanta arıyoruz. Hepsi kapalıydı. Bununla kalsa iyi: Uzun saçlı delikanlılara, Kayserili veletler taş atmış ve yuhalamıştı. Acaba şimdi durum nasıl? Eminim değişmiştir. Birçok açık lokanta vardır ve saçı uzun delikanlılar taşlanmıyordur. Ama Kayserililere sorsanız, birçoğu yine ' Evet, lokantalar ramazanda kapalı olmalı' cevabını verir. Yani 'gerçek' başkadır, 'tutum' başka.
Anket yaparak gerçeği değil ancak insanların tutumunu öğrenmek mümkündür. Türkiye'de sıradan insanlara, " Dindar mısınız " derseniz, " Evet, epey " cevabını alırsınız. Ama o kişileri 365 gün boyunca izlerseniz... Sadece cumalara ve bayram namazlarına gittiklerini... Ramazanın ancak yarısında oruç tuttuklarını... Arada sırada meyhanede kadeh tokuşturduklarını görürsünüz. (Bunca rakıyı, şarabı, birayı kim tüketiyor sanıyorsunuz?)
Bir başka örnek.. Araştırmaya göre halkımız, yüzde 40 oranında, " askeri hükümet, seçilmiş hükümetten daha iyidir " demiş. Peki siz onların gerçekten askeri hükümetten yana olduğunu mu sanıyorsunuz? Hatırlayalım: Askerlerin güdümünde hazırlanan 1982 Anayasası'na yüzde 91.5 oranında 'evet' diyen bu halk... 1983'te darbeci Kenan Evren'in desteklediği partiye yüz vermemiş, Turgut Özal'ın ANAP'ını tek başına iktidara getirmişti. Emniyet ve huzur gibi konularda orduya güvenen Türkler, askerin, başta ekonomi olmak üzere diğer meselelere bulaşmasını istemez. Ama mevcut yönetimlere tepkisini, böyle cevaplar vererek gösterir. Yani anketi ' kendi sesi' gibi kullanmaya çalışır. Yanlış anlamayın: "Halkımız pek demokrattır, özgürlükçüdür, liberaldir" demiyorum. Sadece, bu anketler toplumumuz hakkında fikir veriyor ama 'derin gerçeği ölçemiyor' diyorum.
|