Sadece 3 puan
Parreira "Elimdeki kadronun gücünü biliyorum. Ama sürprizlere de hazırlıklıyım" diyordu. Brezilya kupaya Berlin'de merhaba diyecekti. Berlin trafiği arapsaçına dönerken 72 bin kişi tribündeydi. Hırvatların kurdukları tuzak 44. dakikada iflas etti. Kaka, Ronaldo, Ronaldinho ve Adriano, mahşerin 4 atlısı olarak sahadaydı. Herkes Brezilya'da özellikle Ronaldinho'dan goller bekliyordu. Ama dağ fare doğurdu, Brezilyalı yıldızlar Berlin'de sanki duvarın arkasına gizlenmişti. Hırvatlar buzdolabına benziyordu. Kalabalık savunma yapıyorlar, paniğe kapılmıyorlar ve kısa paslarla rakip sahaya yerleşmeye çalışıyorlardı. Hırvatlar'ın hedefi "Önce durduralım, sonra vuralım" şeklindeydi. Gözler Ronaldinho'nun üzerindeydi. Sevimli Brezilyalı topla buluştuğunda statta coşku oluşuyordu. Ama Hırvatlar Brezilya'ya boş alan bırakmıyorlardı. Emerson göbekte hem oyun kuruyor hem de bir piston gibi hücum ve savunma arasında gidip geliyordu. Yaşlarının toplamı 69 olan Cafu-Roberto Carlos ikilisi saman alevi gibi hücuma çıkıyordu. Göbeği tribünlerden bile belli olan Ronaldo güçsüzlükten topu ayağında tutamıyordu. Bir tek Kaka sağ kanatta oynamasına rağmen sinsice Hırvat savunmasının arasına giriyor, kendisini de sık sık unutturuyordu. Hırvat kaptanı Kovac'ın sakatlanıp çıkmasının ardından sanki büyü bozuldu. Milan'ın yıldızı Kaka, 44. dakikada Cafu ve R.Carlos'un şutlarını başarıyla kurtaran Pletikosa'yı 25 metreden avladı. "Korkunun eceli faydası yoktur" derler ya, Hırvatlar da risk alıp çok adamla hücum etmeye ve önde basmaya başlayınca 2. yarı keyifli ve karşılıklı hücumlarla geçen bir oyun ortaya çıktı. Prso ve Klasnic'in şutlarında Dida başarılıydı. Ronaldinho'nun müthiş kafa vuruşunu da Pletikosa çıkardı. Ronaldo'nun çıkıp Robinho'nun girmesi Brezilya'ya hareket ve hücumda derinlilik kazandırdı. Ancak Hırvat takımı son vuruşlarda etkili olamayınca Berlin'de kazanan Brezilya oldu. Ama samba da şov da yoktu.
|