Beni Ağlatmayın!.. Demokrasi çoğalmaz!..
Bu sefer yüzlerce mailin iki katı mail geldi... Bu sefer bir ikisi hariç hepsi birden destek olduğunu söyledi... "Yalnız değilsin" dedi, "Demokrasi istiyoruz diye haykırdı"... Türbanlı türbansız mail gönderenlerin hepsi sevgilisini okşayan gence saldırana ağır biçimde, karşı çıktı... Derdini anlatan herkes "biz herkesin özgürlüğünü istiyoruz" diye haykırdı... Bakın son kez uyarıyorum... Ben 16 yaşından beri 30 yıldır, her demokrasi dediğimde saldırıya uğruyorum... Önce, benim söylediğimi beğenmeyenlerin saldırısına uğruyorum... Genelde okul arkadaşlarım falan oluyor onlar... Ya söylediğimi beğenmiyor, saldırıyor... Ya arkadaşının sevgilisiyle ilişkisini takıyor, kızın namusu adına cellaleniyor... Ya eteğin boyuna karışıyor... Ya kafanın üstündeki örtüye... Zaten çoğu her ikisine birden karışıyor... Beterin beteri onlar... Kendi adlandırdıkları makulde mantık arıyorlar... Türbana karşı çıkarken, bak mini eteğe de karşı çıkıyorum. Yani beni de hakir görme ben de ahlaklıyım fetvası veriyorlar... Makulu temsil ettiğini söyleyen gayr-ı kabili iflah onlar... Yani iflah olmak konusunda yeteneksiz olanlar...
Bana yüzlerce mailin iki katını atanları son kez uyarıyorum... Ben 30 yıldır, her söylediğimden dolayı ya saldırıya uğruyorum ya da saldırıya uğrayanların yanında bitiyorum... Türban takan bakan eşlerini içine sindiremeyenlere karşı çıkmama helal olsun diyorsunuz... Üniversitede sevgilisini okşadı diye dayak yiyen gence karşı çıkmamı alkışlıyorsunuz... Peki devam edeyim mi o zaman?.. Mini etek giyenlere... Bikinisiyle plajda dolaşanlara... İçkili lokantaların, kırmızı sokaklarla kent dışlarına atılmasına... Perihan Mağden'e... Ya da Orhan Pamuk'a... Emin Çölaşan'a... Ya da Necip Fazıl'a... Ya da belki en arsızı... Maholmuş hayatların şairi... Charles Bukowski'ye... Hepsinin kendi yaşam tarzlarını yaşamalarına razı mısınız?..
Bana yalnız değilsin deyip, 30 yıllık yanlızlığımdan beni kaldırmayın... Herkes mahvolduğunda ya da mağdur olduğunda demokrattır bu vatanda... Mahvolmadan, mağdur olmadan demokrat olmak ayıptan sayılır bu topraklarda... Charles Bukowski'yi bilir misiniz?.. Mahvolmuş hayatlar şiirini... "Mahvolmuş hayat, bizimki olduğunda, işte o zaman farkına varırız... intiharların, ayyaşların, hapishane kuşlarının,şuyuşturucu müptelaları ve benzerlerinin. varoluşun menekşeler kadar, gökkuşağı kasırga ve tamtakır mutfak dolabı kadar olağan bir parçası olduklarının"... Mahvolmadan mahvolanın hakkını savunabilecek misiniz?.. Mağdur olduğunuzda değil... Mağrur olduğunuzu savunabilecek misiniz?.. Güçsüz olduğunuzda değil... Güç sizdeyken savunabilecek misiniz?... Beni ağlatmayınız lütfen... Ben 30 yıldır yalnız yaşamaktayım zaten...
|