kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Dünya Kupası
   Son Dakika
   News in English
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Hayali şeyler

Hayal kırıklıkları peşimizi bırakmaz, değil mi?
İlk büyük kırıklığım, ilkokula adım atmadan babamın ölmesiydi.
Çok çocuk hayalim onunlaydı.
O günlerde ikincisi geldi.
Bağlarbaşı'ndaki mahallemizde, ev sahibimiz, bakkalımız gibi "mahallenin temel taşları" arasındaki kimi komşumuzun, Rum ve Ermenilerin, o karambolde Musevilerin "toptan hain" olduğu kafamıza çakılıverdi!
Çocuk kalplerimiz milli gururla oturduğu sofrada etnik-dini nefretin toptancılığını tadarak kalktı; ve tadı, ortalama insanın ağız tadına uygundu. Onların memleketinde de öyleydi herhal.
Derken, bir başka hayal kırıklığı.
"Türk'ün ne kuvvetli, yetenekli" olduğunu bellemiştik...
Tarih bir yana, "Cihan pehlivanı serbestçiler" ortadaydı. Atletizmde, canımın için futbol... Sorma.
Ata sporunda en büyüktük ya. "Binicilik, atıcılık" başarısızlığı ise muammaydı!
Bir gün "yabancı bir sirk"e gittim.
Allah'ım ne cambazlık, ne marifet, ne cesaret!
Bir yerlerde "yerli malı bir sirk" olmalıydı.
Yokmuş. Yoktu. Hiç olmadı.
Çocuk aklım almıyordu; güçlü, yetenekli olan "biz", sirk kuramıyor, iki panayır cambazı dışında, ipte türlü hüner sergileyen, havada uçuşan insanlar yetiştiremiyorduk.
Elbette, hem bu topraklar, hem gelip yerleşen "biz", tek tip zannedilen kültürel çeşitliliğim nice zenginlik taşıyordu; ama kimi sorun vardı.


Hayat hem hayallerle, hem de her birine yapışan, hatta hayalsiz dahi sökün eden kırıklıklarla akıyordu.
Tabii, gerçekleşen hayal ile "çok şükür" mutluluk da vardı.
Ciddi bir çocuk kırıklığını da, büyürken büyüye büyüye, yine kimi "Bize has şeyler" oluşturdu.
İlköğretim kitabında hala öyle yazıyor. Belki tamamen kötü değil. İnanç, gurur, güven kaynağı olsun isteniyor ama...
Aslında "ırk" olarak tarif edilen "Millet" ile "millet"e bazen çok mesafeli, bazen temel özelliği diye anlatılan din...
Açıkçası her ikisinin, hakim, çoğunluk biçimleri...
"İnsanımızdaki her türlü iyiliğin, yüceliğin, gururun, yardımseverliğin, mertliğin, hakkaniyetin, yurt ve insan aşkının, misafirperverliğin, küçüklere sevgi-büyüklere saygının, dürüstlüğün, çalışkanlığın" kesin "otomatik garantileri" olarak tarif ediliyordu. Doğdun, oldun yani.
"Bize has nitelikler"den asla kötülük çıkmazdı.
Çıkıyordu işte; neden, nasıl, niye böyleydi ama epey kötülük de çıkıyordu.
Irk, milliyet ve din; elbet tüm kötülüklerin temel kaynağı olamazdı ama tüm iyiliklerin garantisi de değildi. "Karşıtları, rakipleri, ideolojiler" gibi.


Esaslı bir hayal kırıklığını da çok sevdiğim gazeteden "kovulunca" yaşadım.
Kovulmak bir yana; vefasızlık, ama esas, kimilerinin hemen arazi olması. Büyük teselli: Hiç tanımadığınız, adı sadece okur olan çok kişi, bugün dahi yazılarda, yazışmalarda, seslerde süren dostluk koşturmuştu.
Paylaştığımız "kovulma"yı da içeren içten "Meslek Yarası"Zeynep Oral yazdı; "kovulma"yı kitabın arka kapak yazısı bile yaparak "kovmuş medya grubu" yayınladı. İronik ama, yine de iyi!
O günlerde dayanışma sunan, hiç görmediğim bir genci, Tolga'yı, çalıştığı ABD'den mektuplarıyla yine hiç görmeden tanıdım. Medya üstüne çok hayali vardı ve sadece yazıdan tanıdığı halde müthiş dostluk yolluyordu.
İşsizdim, yersizdim, ortadaydım ya; ısrarla, "Umur Abi, İstanbul'da bir yerimiz var. Orada kendine ofis kur. İstediğini yap; yaz, çiz" diyordu. Gözlerim doldu, kalbim güldü; çok yazıştık, ama kendi yollarımıza gittik.
Meğer tam o 2001 şubatında bir hayali kuluçkaya yatırmışlar. O "yer"den, bugün 550 bin üyeye ulaşan "internette alışveriş merkezi, gittigidiyor" doğmuş. Büyümüşler de, şimdi bu yazının başındaki çocuğun da hayaline karışan çok sayıda çizgi romanın orijinal kapak tasarımlarını kırık hayaller ülkesinin hiç bitmesin hayallerinin arttırmasına sunuyorlar.
Düşündüm ki...
"Kendimiz"e haksızlık yapmayayım; iyi hayaller kurabilir, iyi insanlar olabilir, dilediğimiz kültürel kaynaklardan besleyebilir, hep kırıklık da yaşamayabiliriz.
Biraz daha, nasıl dersiniz, işte şey olmalı, şey yapmalı! O "şey" size kalmış.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Sıcaklar basarken   / 09-06-2006
 Nasıl olacak!   / 08-06-2006
 Gak ve guk!   / 07-06-2006
 Zihin açıklığı   / 06-06-2006
 Aslında basit!   / 05-06-2006
 Boyun bağı   / 04-06-2006
 Artık yapma!   / 02-06-2006
 Aklıma geliverdi   / 01-06-2006
 Anam, babam...   / 31-05-2006
 Katiliniz kim olsun!   / 30-05-2006
ERGUN BABAHAN
Batı kafasındaki Müslüman prototipi
Algılamamız başka...
MEHMET BARLAS
Aynı harflerle, sevgi de nefret de üretilebilir
Doğadaki...
UMUR TALU
Hayali şeyler
Hayal kırıklıkları peşimizi bırakmaz,...
FATİH ALTAYLI
Zarfı getiren güvenlik kamerasında
Emniyet Atabey...
ERDAL ŞAFAK
Devlet adamı
Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni...
Piknik kana bulandı
Gazze Şeridi'nde İsrail roketlerine hedef olan 5 çocuk ve ailesi...
Enkazda leopar desenli gecelik
Reuters haber ajansı: ABD askerleri terörist Zerkavi'nin evinde...
Soğuk İngiliz
Soğuk İngiliz
Kupanın favorilerinden İngiltere, Paraguay karşısında futboluyla umut...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu