|
|
|
Mısır Çarşısı davasında Pınar Selek beraat etti
Eminönü'deki Mısır Çarşısı'nda 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin de yaralandığı patlamaya ilişkin görülen dava, 3 sanığın müebbet, 3 sanığın çeşitli hapis cezalarına çarptırılmaları, Sosyolog Pınar Selek'in de aralarında bulunduğu 9 sanığın ise haklarındaki davanın zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasıyla sonuçlandı.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 15 sanıklı davayı karara bağlayarak, 1 sanığı ağırlaştırılmış müebbet hapis, 2 sanığı müebbet hapis, 2 sanığı 12,5'ar yıl hapis ve bir sanığı da 5 ay hapis cezasına çarptırdı.
Mahkeme
heyeti, Mısır Çarşısı'ndaki patlamaya bombanın mı yoksa LPG'nin mi neden olduğunun kesin tespiti yapılamadığı için sosyolog Pınar Selek ve sanıklardan Abdülmecit Öztürk'e bu konuya ilişkin ceza verilmesine gerek görmedi.
Heyet, Selek'in de aralarında bulunduğu ve ''yasadışı örgüte yardım ve yataklık etmek''le suçlanan 9 sanık hakkındaki davayı ise zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırdı.
Mısır Çarşısı'ndaki patlamaya ilişkin yaklaşık 8 yıldır süren davayı karara bağlayan mahkeme heyeti,''patlamanın bombadan mı yoksa gaz kaçağı-tüpgaz patlamasından mı kaynaklandığının tam olarak tespitinin mümkün olmadığını'' bildirdi. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Alaattin Öğet, Abdülmecit Öztürk ve İsa Kaya katıldı. Pınar Selek'in de aralarında bulunduğu davanın 12 tutuksuz sanığı ise duruşmaya gelmedi.
Duruşmada söz alan Pınar Selek'in avukat olan babası Alp Selek, mahkemeden hukuka uygun karar vermesini istediklerini söyledi. Sanıklardan Alaattin Öğet de, Mısır Çarşısı'ndaki patlamayla ilgisi bulunmadığını, ancak örgüt üyesi olduğunu söyledi. Öğet, örgütün Mısır Çarşısı'ndaki eylemi yapmadığını, yapmış olması halinde bunu üstleneceğini savundu.
Mahkeme heyeti, verilen aradan sonra davayı karara bağladı. Kararda, patlama sonrası olay yeri inceleme tutanakları, uzman kişilerin raporları, kriminal raporları ve Adli Tıp Kurumunun raporlarının da aralarında bulunduğu dosyadaki toplam 14 rapora özetleyer verildi.
Raporlar arasında çelişkiler bulunduğu, birbirlerini doğrulamadığı, bu nedenle çelişkilerin giderilemediği, giderilmesinin de mümkün olamayacağı anlatılan kararda, ''Bu haliyle Mısır Çarşısı'nda meydana gelen patlamanın bombadan mı yoksa gaz kaçağı-tüpgaz patlamasından mı kaynaklandığının tam olarak tespitinin mümkün olmadığı, patlamanın sebebinin tespit edilememesi dikkate alınarak Pınar Selek ile Abdülmecit Öztürk'ün üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair cezalandırılmalarını gerektirir kesin ve inandırıcıdelil elde edilemediği'' belirtildi.
Kararda, 28 Temmuz 1998 tarihinde Erdal Nayır'ın öldürülmesi eylemine ilişkin yargılanan sanıklardan Alaattin Öğet'in ''Devletin hakimiyeti altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf eylemde bulunmak'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldığı, yine bu suçtan yargılanan Abdülmecit Öztürk ile İsa Kaya'nın da müebbet hapisle cezalandırıldığı belirtildi.
Erdal Nayır'ın örgüt adına öldürülmesi eylemine gözcü olarak katılan Kadriye Kübra Sevgi ile Heval Öztürk'ün de ''yasadışı örgüt üyesi olmak'' suçundan 12,5'ar yıl hapis cezasına çarptırıldığı ifade edilen kararda, Maşallah Yağan'a da Küçükyalı İdealtepe'de bir parka bomba koyduğu gerekçesiyle 5 ay hapis cezası verildiği kaydedildi.
ZAMAN AŞIMI
Kararda, 11 Temmuz 1998 tarihinde gözaltına alınan Pınar Selek'in üzerinde yapılan aramada bomba yapımında kullanılan malzemeler, yine sokak çocuklarının sanat faaliyetlerinde kullandığını belirttiği atölyesinde yapılan aramada da bomba bulunduğu, koli bandındaki parmakizinin Selek'e ait olduğunun tespit edildiği belirtildi. Buna göre Selek'in eylemlerinin ''yasadışı örgüte yardım ve yataklık etmek'' kapsamında kaldığı ifade edilen kararda, Selek hakkında bu suçtan açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle ortadankaldırıldığı bildirildi.
Kararda, Suat Kayak, Erkan Öğet, Menderes Öğet, Alican Öğet, HasanKılıçdoğan, Delibaş Arat, Ercan Alır ve Baran Öztürk'ün de, ''yasadışıörgüte üye olmak ve yardım yataklık etmek'' suçlarından açılan kamu davasının da zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırıldığı ifade edildi.
KARARI AVUKAT KARDEŞİNDEN ÖĞRENDİ
Kararın ardından İzmir'de bulunduğu belirtilen Pınar Selek'i telefonla arayan avukat kardeşi Seyda Selek, ''Her şey çok iyi. Çok güzel oldu'' diyerek kararı bildirdi.Pınar Selek'in de kararı sevinçle karşılayarak çok rahatladığını söylediği öğrenildi.
Baba Alp Selek de 8 yıllık süren yargılama sonrası gerçeklerin ortaya çıktığını belirterek, mutlu olduğunu söyledi. Selek, gerek kamuoyunun gerekse avukatların bu haksızlığa karşı çıkıp savunma yaptıklarını öne sürerek, ''Bunu Türkiye ve dünya kamuoyu izledi. Biz bu davanın üzerine eğilmeseydik, mahkeme bunu atlayabilirdi'' dedi.
DAVAYA İLİŞKİN NOTLAR
Mısır Çarşısı girişindeki ''Ünlüoğlu Büfe''de 9 Temmuz 1998 tarihinde meydana gelen patlama sonucu, Beyhan Sürücü, Erdi Karacan, Tuncay Özkan, Fethi Çulfas, Salih Karabıyık ile Engin ve Ergin Tuncer kardeşler hayatını kaybetmiş, 9'u yabancı uyruklu 127 kişi de yaralanmıştı.
Olayın ardından değişik tarihlerde yapılan operasyonlarda aralarında Pınar Selek'in de bulunduğu 15 kişi yakalanmıştı.Kaldırılan İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığınca Mısır Çarşısı'ndaki patlama, Maltepe Askeri Gazinosu ve Küçükyalı 50. Yıl Parkı'na bomba konulması olayları ile Erdal Nayır adlı kişinin öldürülmesi eylemlerine ilişkin olarak 15 kişi hakkında dava açılmıştı.
İddianamede, Pınar Selek, Abdülmecit Öztürk, Alaattin Öğet, Kadriye Kübra Sevgi ve İsa Kaya'nın TCK'nın 125. maddesi uyarınca idam, diğer sanıkların da çeşitli ağır hapis cezalarına çarptırılmaları istenmişti.
Soruşturma kapsamında 18 Ağustos 1998 tarihinde tutuklanan Pınar Selek, yargılama aşamasında hazırlanan bir bilirkişi raporunda ''patlamanın LPG tüpünden kaynaklandığı''nın belirtilmesi üzerine 26 Aralık 2000 tarihinde tahliye edilmişti.
Ablasının tutuklanmasından sonra işini bırakarak Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne giren ve mezun olup avukatlık ruhsatı alan Seyda Selek, davanın 8 Kasım 2004 tarihli duruşmasına ablasının avukatı olarak katılmıştı.
Aynı davanın sanıklarından Kadriye Kübra Sevgi, Kartal Cezaevi'ndekaldığı sırada, ''Balkan Kardeşlerin öldürülmesi'' davası kapsamında aynı cezaevinde tutuklu olan Seylan Çördük'ten hamile kalmış ve 23 Nisan 2003 tarihinde ''Esra Leyla'' adı verilen bir bebek dünyaya getirmişti.
(AA)
|