|
|
İrtemçelik ve Demiralp krizlerinde en çok kim gerildi?
Başbakan Tayyip Erdoğan ile Berlin'de yaşadığı diyalog nedeni ile son günlerin gündemden düşmeyen ismi Büyükelçi Mehmet Ali İrtemçelik sonunda Almanya'ya görevinin başına döndü. Cumartesi Berlin'e varır varmaz kendisi ile konuştuk. En başından beri Başbakan ile bir sorun yaşamadığını ve istifanın gündeme gelmediğini söyleyen tecrübeli büyükelçi, Sezer'e sadece devlet adabına göre ne yapması gerektiğini sorduğunu anlatıyor. Ancak, iki konuya içerlemiş. Birincisi, Dışişleri Bakanı Gül ile Alman meslektaşı Steinmeier'in basın toplantısından ayrılmasının tamamen kendi inisiyatifi ile olduğunu belirtiyor. "Orada iki Bakan var ve açıklamada bulunuyor. Kameralar bana yönelince ben rahatsız oldum ve çıktım. Hatta, Ahmet Davutoğlu dahil yanımdakiler 'çıkma' diye uyardı" diyen İrtemçelik, ayrıca Cuma günü Başbakan Erdoğan'ın Alman Bakan ile görüşmesine alınmadığı iddialarına da tepkili. İrtemçelik, Başbakan'ın ne kendisini, ne de Alman Büyükelçisi'ni görüşmeye almadığını bunun normal olduğunu söylüyor. İrtemçelik, bu gerginlikte tecrübesi ve son olarak görüştüğü yakın arkadaşı Abdullah Gül sayesinde defteri kapadı. Gelelim diğer 'yaralı' Büyükelçi Oğuz Demiralp'e. AB Genel Sekreteri Demiralp, hafta içi Başmüzakereci ve Devlet Bakanı Ali Babacan ile bir 'laiklik' krizi yaşadı. Babacan'ın işgüzar olmakla dolaylı olarak suçladığı Demiralp bu süreçte oldukça kırıldı. Burada da krizi yatıştıran, Demiralp ile görüşen, yine Dışişleri Bakanı Gül oldu. Nitekim Gül, Demiralp'in 3 Ekim'de müzakerelere başlanmasında kritik rolü oynadığının bilincindeydi. Hatta, o sıkıntılı günün sonunda Lüksemburg'a geldiğinde ilk sorusu, "Oğuz nerede?" olmuştu. Sonuçta, Dışişleri Bakanı, önce Başbakan, sonra da Bakan Babacan nedeni ile az daha 2 önemli büyükelçisinden oluyordu. Krizleri çözdü, ama herhalde kendi hükümeti ve büyükelçileri arasında sıkışmaktan kurtulduğu için en çok da kendisi rahatladı.
|