60'ında cool bir kadın...
Adını "60'ında Cool Kadın" koymuş... Ne kadar da kendini anlatan bir başlık... Gerçekten 60'ında cool bir kadın Ajda ... O kadar cool ki 60'ında olduğunu bile saklama gereği duymuyor... İçinde fırtınalar kopsa da, sakin ve mesafeli durabilmesini beceren bir kadın tipidir Ajda... Süperstar'lıktan cool'luğa sakin ve bilinçli olarak geçti... O günlerin bir bölümünde çok yakınındaydım onun... Süperstarlık çok yormuştu onu... Ruhunu dilendirmek istiyordu... Sakin bir yaşam arzuluyordu... Kameralardan ve spotlardan uzak yaşayamayacağını bilse de, mümkün olduğunca sakin olarak sevdiğiyle hayatını yaşamak, onu paylaşmak istiyordu... Ajda Pekkan'ın hayatı bir süperstar hayatıdır ... Starlık uğruna, hayattan vazgeçmenin hayatıdır ... Yaşanmış gibi görünen aşkların ortasında müthiş bir yalnızlıktır ... Tek dostu kardeşi Semiramis'tir ...
Onu tanıdığımda, ruhunun bu kadar öksüz olabileceğine ihtimal vermemiştim... Yalnızdı ve aslında yalnız olmak istemiyordu... Sevdiği birisi olsun, sevdiği birisiyle hayatı sakin, huzurlu ve sağlıklı geçirsin istiyordu... Son yıllarda hep kendini yormayacak, hayatı paylaşacak ilişkiler aradı durdu... Öyle ilişkiler de yaşadı ve yaşıyor... Artık süperstar olmak istemiyor... Cool takılmak, ruhunu dinlendirmek, huzuru bulmak istiyor... Albümün kapağında, bambunun içinde minderin üzerindeki Ajda resmi 60'ındaki cool kadının resmidir... Gözleri kapalı, dinlenmektedir... O fotoğrafta hayatı yaşamışlığın, kendinle baş başalığın huzuru vardır... Kıyafetin sıcaklığında, yeşil çimlerin ortasında, ağacın dibinde, bir Ajda Pekkan vardır... Türkiye'nin 40 yılına damgasını vuran bir Ajda Pekkan...
Murathan Mungan, "Ajda denince aklıma gelen ilk şey, 'Yağmurlu bir gündü... Tıpkı bugün gibi' isimli şarkıdır" demiş... Ne ilginç... Benim için o şarkı çok özel... Sanıyorum 19 yaşında sevgilimden ayrıldığım bir sonbahar günü yağmurda o şarkıyı içimden mırıldana mırıldana yürüyüp durmuştum... Yağmurlu bir gündü... Tıpkı bugün gibi... Kaybetmiştim seni... Taştı gözyaşım... Karıştı yağmura... Yürürken ve parça ruhumda çalarken, bir damla gözyaşı süzülmüştü gözlerimden... Boğuk bir Ankara günüydü... Bir sonbahar öğle sonrası...
O sırada, ruhumda çalan o müthiş şarkının süperstarıyla yıllar sonra tanışacağımı ve çok samimi olacağımı bilemezdim... Bunu söyleyen kadının da o genç erkeğin içinde hissettiği öksüzlüğün aynısını kendi hayatında hissettiğini fark edemezdim... O sıralarda onun hayatı bana ışıltılı, parıltılı ve erişilmez geliyordu... Benimkisi ise, genç, sevgilisinden ayrılmış ve öksüz... Yıllar sonra ruhlarımız çakıştığında birbirimizden huzur bulduk... Sımsıcak bir dostluk kurduk... "60'ında Cool Kadın"ı mutlaka alın... Alın dinleyin ve ruhunuzu onunla ısıtın...
|