Popüler üfürükçüler...
Gece dönmüş, günün ilk saatler başlamış... Cep telefonunu, "nedense olumsuz haberler hep bu saatte gelir" düşüncesiyle açıyorum. Karşıma, uzun yıllardır tanıdığım üst düzey emniyet görevlisi çıkıyor. Kısa bir hal hatırdan sonra, bu saatte neden aradığını sorduğumda soruyla karşılık veriyor: "Size de bazı kroki ve belge gönderen oldu mu?" Sorusuna anlam veremediğimi belirttiğimde, konuyu açıyor: "Biliyorsun, polis öğleden sonra bir operasyon yaptı. Aralarında askerlerin de bulunduğu bazı kişiler gözaltına alındı. Bu kişilerin ev veya üzerlerinden Başbakan ve Cüneyd Zapsu' nun ev veya sokağının krokisi çıktığı yönünde haberler dolaşıyor. Size de bu krokilerden gönderen oldu mu?" Bana bu yönde bir belge gelmediğini belirtiyorum. "Bazı gazetecilere servis yapılmış da" diye sözümü kesiyor. Televizyon haberlerinde de bu yönde bilgiler olduğunu anımsattığımda devam ediyor: "Biliyor musun; polisin elinde Başbakan veya adı geçen kişinin sokaklarına veya işyerine dönük böyle bir kroki yok..." Ele geçenler arasında sadece krokilerden değil, bulunan silah ve mühimmattan da söz edildiğini anımsatıyorum. "Daha operasyon yeni tamamlanmış, ele geçen suç delillerinin dökümü basın nasıl elde etmiş ben de şaşırdım" diyor. Kısa bir hal hatır sorgusu sonrası telefonu kapatıyoruz.
Özel servis kroki Gece polisin elinde olmadığını öğrendiğimiz kroki ve ele geçen mühimmat dökümüne ilişkin tüm veriler gazetelerde yer alıyor. Akşam gazetesi örnek bir gazetecilik davranışı ile kendilerine bu bilgilerin ne şekilde ulaştığını tüm detaylarıyla açıklıyor. Birilerinin, hem de operasyon başladığı ve devam etmekte olduğu saatlerde, kendilerine sarı zarf içinde bilgileri nasıl ulaştırdığını detaylarıyla aktarıyor. Anlaşılıyor ki, önceki gün gözaltına alınan özel kuvvetler komutanlığında görevli askerlere dönük operasyondan yola çıkan birileri, hükümetle Türk Silahlı Kuvvetleri'ni karşı karşıya getirmek için özel çaba sarf ediyor. Aynen, Şırnak, Danıştay olaylarında yaşanan senaryonun bir benzeri de burada gerçekleşiyor.
Yine sahnedeler Anadolu'da bir zamanlar yaygın olan "üfürükçülerin", çağın gereklerine göre modern bir taktikle her üç olayda da yine sahneye çıkıyor. Ne kadar dezenformasyon var ise kamuoyuna pompalayıp, daha sonra gerçek olmadığı ortaya çıksa bile bir tortu bırakmak için çaba harcıyor. Danıştay olayında "Başbakan'a kim yanlış bilgi aktardı?" sorusuna yanıt arandığı bir dönemde, popüler üfürükçüler geçmişte olduğu gibi boş durmuyor. Hükümetin kendisine karşı "çeteler organizasyonu" olduğuna ilişkin kuşkularının en üst düzeyde olduğu bir sırada kolları sıvamış özel servis yapıp ortada dolaşıyor. Geçmişte bazı başbakanlara da benzer çete operasyonları olacağına ilişkin iddiaların en üst düzeyde dile getirilip, arkasının boş çıkmasına benzer bir süreç bugün de sahneye konuyor. Bu, bazı kişilerin aynen Sauna organizasyonunda ortaya çıktığı gibi "çeteleşme faaliyeti" içinde olmadığı anlamına da gelmiyor. Ancak, her bir olayın, kanunsuz organizasyonun ardında, hükümete dönük komplo bulma çabası, çetelerin asıl hedeflerinin ne olduğunun gözden kaçmasına da yetiyor. Bir zaman sonra tekrar başa dönülüp aynı senaryolar, komplo teorileri peşinde koşarken, arada birileri de malı götürüyor... Olan, uğradığı bilgi zehirlenmesi dolayısıyla, kafası sürekli karışık hale getirilmiş, her olayda komplo arar hale gelmiş kamuoyuna oluyor.
|