kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Kazim Kanat @ SABAH
 

Bir fabrika bir kentin kültürünü yok etti!

Sanki bir Fransız kasabasıydı!.. Entelektüel yaşam oradaydı. Her köşede Fransız usulü kaldırım kahveleri vardı. Sahil ise sanki Fransa'nın Nice kenti gibiydi... İnsanlar modern... Yaşam 24 saat! Bütün bu gelişim noktasının 1939'a kadar Fransız kültürünün eseriydi. İşte böyle bir kentte elbette öğretim de öyleydi. Bizim lise de öyleydi... En önemli ders resimdi...

İSKENDERUN DEĞİŞTİ
VanGogh'u bilmeyen ya da Gauguin'i anlamayan, Monet'i sevmeyen Toulouse- Lautrec'in yaşamını anlatamayan sınıfta kalırdı. (Yıl sonu sergilerine resmim seçildiği zaman sanki Louvre kabul edilmiş gibi olmuştum!..) Daha önemli ders ise müzikti. Mozart sanki bir numaralı dersti. Bethowen'i dinlemeyen sınıfın yüzünü bile göremezdi. Bu kültür kenti İskenderun bir değişimle yok oldu. Hem de birkaç ay içinde!... İskenderun'a Demir Çelik fabrikası kurulunca doğudan 30 bin işçi aileleri ile geldi. Bu yeni bir kültürdü.. Bu yeni yaşam biçimi eski yaşamın önüne geçti. Hiç kimse bu değişimin önünde duramadı. Bir anda gecekondular oluştu. Varoş yaşamı, kent yaşamının önüne geçti, o balık lokantalarının yanına kebapçı lokantaları açıldı. Sofralardan şaraplar atıldı, anason kokulu rakılar servise kondu. Dahası sahillerde ki gazinolar da Elvis Presley, Engelbert Humberding, hatta Jimy Hendrix bile sustu. Yerine sadece Orhan Gencebay'ın şarkıları çalmaya başladı. "Batsın bu dünya..." Değişen bu yaşam biçimi sanki şehrin üstüne bir kabus gibi çökmüştü. Sahilde o neşeyle dolaşan genç kızlar genç çocuklar yok olmuştu. Onların yaşam dolu sevinç çığlıklarının yerine sadece çekirdek yiyen ve tükürerek yerleri kirleten gruplar almıştı. Elbette bu da onların yaşam biçimiydi. Bu yaşam biçimi İskenderun kendini alt üst etmişti. Bir fabrika işçiler topluluğu çağdaş bir kentin yaşam biçimini yok etmişti. Peki O kent geri geldi mi ? O modern yaşam, o yeni misafirleri ile yeniden hayat buldu mu? Hayır...

ÜNİVERSİTE KENTLERİ
Hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Bir kentin kültürü bir fabrika ile ölmüştü. Binlerce yıllık bir yaşam biçimi bir demir çelik fabrikası ile yok olmuştu. Neredeyse iki haftada bir başka kentte iki gününü geçiren biri olarak şunu yazıyorum ki; kentleri çağdaş yapan en büyük güç gençler. Bakınız... Bir tanık olarak anlatıyorum; siz hiç Eskişehir'e gittiniz mi? Gitmediyseniz sakın şaşırmayın. Kentte ki o çağdaş havayı soluklarken şaşıracaksınız. Porsuk Nehiri'nin kıyısı sanki bir Amsterdam gibi... Peki siz hiç Malatya'ya gittiniz mi? O köşelerde ki kahvelerde çağdaş müziğin nağmesi sizi şaşırtacak. Elbette örnekleri sıralayabilirim: Van'a, Samsun'a Erzurum'a Adana'ya gittiniz mi? Bu kentler Türkiye'nin gençlik yüzleridir. Türkiye'nin geleceğidir. Bu kentlerde ki yaşam biçimini değiştiren güç Üniversitelerdir! Çağdaş bir kent İskenderun'un yüz yıl geriye gidişine gençliğinde tanıklık etmiş bu satırların yazarı, üniversitelerin kentlere nasıl çağdaş yaşam biçimi verdiğine de tanık oldu. İskenderun Lisesinde bir gece sabaha kadar Mozart dinlediğim için beni okuldan mezun eden Müdür Necmettin Melek'in ne kadar inanılmaz büyük bir öğretmen olduğunu bugün öyle çok anlıyorum ki! Bize ne öğretmişti: Resim, müzik ve spor... Zaten hayat bu değil mi?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 İsterim ki, denizden gelen rüzgâr yüzüme vursun!   / 21-05-2006
 Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar   / 14-05-2006
 Ezeli rekabetten itiraflar!   / 07-05-2006
 Vatana hizmetin madalyası mı olur!   / 30-04-2006
 Yaşanan hayat hayaller değil!   / 23-04-2006
 Beyoğlu işgal altında   / 16-04-2006
 Cüzdan buldum 30 yıldır hala üzülürüm!   / 09-04-2006
 Bir fabrika bir kentin kültürünü yok etti!   / 02-04-2006
 İnsanlığın ortak malı Mavi Tur'a elveda!   / 26-03-2006
 Şef Ali'nin köftesi nasıl şeftali kebabı oldu   / 19-03-2006
    Pazar Sabah Yazarlar
    Güncel
  » Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
TURGAY NOYAN
Yasakla, yasaklayamazsan kısıtla, kısıtlayamazsan savsakla...
GÜNTAY ŞİMŞEK
Eleştiriyi becerebilmek
Geçenlerde Türkiye'ye yakın bir...
'Türkiye'de aydın yok'
Kendisine 'aydın' denilince bunu bir hakaret olarak kabul eden Murat...
'Gereksiz kitabı yırtarım'
Osmanlı tarihçilerinin yüzde 90' çarpım tablosu bilmeyen mühendisler...
Kıyamet habercisi
Geçen yıl bu zamanlar onu Tahranlılar ve mollalar dışında kimse tanımıyordu.
Sizce Aliye kimi seçmeli?
atv'nin reyting rekorları kıran dizisi Aliye, salı günü sezonun son bölümüyle...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.