|
|
|
Babacan'dan tepki: İşgüzarlık
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Müzakere Pozisyon Belgesi'nde ''Türk eğitim sisteminin laik olduğuna'' dair vurguyla ilgili tartışmaları değerlendirirken, belgenin tüm kurumların mutabakatıyla hazırlandığını belirterek, ''Böyle bir cümlenin son anda gündeme gelmesi, artık adına işgüzarlık mı dersiniz, bazılarına şirin görünme mi dersiniz; biz de çok anlam veremedik'' dedi.
Konunun kendileri açısından kapandığını bildiren Babacan, Türkiye'nin Müzakere Pozisyon Belgesi'nin, AB'ye teslim edildiğini söyledi.
TBMM'ye gelişinde gazetecilerin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Babacan, AB çalışmalarında, şu ana kadar 18 fasılda ayrıntılı, 20 fasılda ise tanıtıcı taramanın tamamlandığını; Brüksel'e 38 heyet gönderildiğini ve her fasılla ilgili yüzlerce, binlerce sayfalık doküman oluştuğunu kaydetti.
Bu çalışmaların her aşamasında, ilgili tüm kurumların konsensüsüne önem verdiklerini, her aşamada ilgili kurumların biraraya gelerek birlikte çalıştığını ve bunun sonucu olarak ortak belgenin çıktığını belirten Babacan, ''Arkadaşlara hep şunu söyledik; 'bu çalışmalar herhangi bir kişinin, kurumun çalışmaları değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin çalışmalarıdır' dedik. Bütün sunuşlarda da Brüksel'deki çalışmalarda da bizim bütün belgelerimizde de bu anlayış yer aldı'' dedi.
Eğitim ve kültür faslıyla ilgili müzakere davet mektubunun yaklaşık 1 ay önce Avusturya dönem başkanlığı tarafından kendilerine iletildiğini ifade eden Babacan, bu belgede Müzakere Pozisyon Belgesi'nin talep edildiğini hatırlattı. Bir teknik ekip tarafından oluşturulan Müzakere Pozisyon Belgesi'nin taslağının tüm kurumların; MEB, Kültür ve Turizm Bakanlığı, YÖK ve ilgili pek çok kurum ve kuruluşun görüşüne açıldığını bildiren Babacan, buna karşı yazılı görüşler geldiğini; bundan sonra ayrıca, sivil toplum kuruluşlarıyla toplantı yapılarak yazılı görüşlerinin alındığını söyledi.
Son olarak, AB Genel Sekreterliği (ABGS) tarafından ilgili kurumlar davet edilerek, tüm kurumların üzerinde mutabık kaldığı tek bir dokümanın ortaya çıktığına işaret eden Babacan, bunun, 17 Mayısta ilgili bakanlara gönderildiğini ve onlarla da mutabakat sağladıklarını fade etti.
AB GENEL SEKRETERLİĞİNDEN BİR İKİ KİŞİNİN ÖNERİSİ
Komisyona belge teslim edilme aşamasında, ABGS'den bir iki kişinin, ''şöyle bir cümle eklesek'' diye önerisi olduğuna dikkati çeken Babacan, şunları söyledi:
''Bütün kurumlar arasında mutabakat sağlanmış, iş bitmiş ve bakan arkadaşlarımızın hepsinin onayı alınmış. Bu, kısa bir süreç de değil, en az 2-3 haftalık bir süreç... Böyle bir dokümanda, böyle bir cümlenin sonradan eklenmesinin süreci uzatacağı... En az 1 hafta-10 gün daha ertelenecek. Biliyorsunuz, 12 Haziranda Ortaklık Konseyi var,Hükümetlerarası Konferans var. Bir taraftan takvim hızlı işliyor. Dolayısıyla, 'bu cümleye, şu aşamada gerek yoktur' dedik. Zaten, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin niteliklerini herkes gayet iyi biliyor. Anayasada, milli eğitimle ilgili yasalarda yazılı; bizim bu çalışmalarla ilgili dokümanlarda bu yasalara atıflar var. Açıkçası, dün bu haberin gündeme gelmesi, hatta hatta böyle bir cümlenin son anda gündeme gelmesi, artık adına işgüzarlık mı dersiniz, yok bazılarına şirin görünme mi dersiniz; biz de çok anlam veremedik. Fakat konu, bizim açımızdan kapanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Müzakere Pozisyon Belgesi, AB'ye teslim edilmiştir. Süreç, bundan sonra başarıyla devam edecektir.''
(AA)
|