Seçimin en iyisi en erken yapılandır
Türkiye mayıs ayındaki küresel piyasalarda meydana gelen bozulmadan en fazla etkilenen ülkelerin başında geliyor. Bitişikte yer alan tablodan da görülebileceği gibi, küresel piyasalarda bozulmanın başladığı 3 Mart'tan bu yana en çok değer kaybeden borsa İstanbul Borsası ve dolara karşı en çok değer kaybeden para birimi Yeni Türk Lirası. Borsalar ve ulusal paralar içinden en çok değer kaybedenleri seçtiğimiz tabloda yüzde 18.3 ile YTL başta yer alıyor. Türk Lirası'nı Brezilya Reali yüzde 14.7 düşüşle izliyor. Borsalar içinde ise yüzde 21 ile en kayıplısı İMKB, ikinci sırada yüzde 13.4 ile Arjantin geliyor. Türkiye'nin bu süreçten en çok etkilenmesinin nedeni, küresel faktörler yanında yurtiçi risklerinin ortaya çıkmasından. Küresel etki ise daha çok enflasyon korkusundan dolayı faizlerin artırılmasıyla paranın gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru yönelmesinden ve son üç dört yıllık dönemin kârının realize edilmek istenmesinden kaynaklanıyor.
Üçlü kıskaç Yurtiçi kaynaklı riskler ise iki ana gruba ayrılabilir. Siyasi riskleri cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler, ekonomik riskleri ise cari açık, enflasyonun yükselişe geçmesi, bütçede bozulma ve başkan atama süreciyle başlayan, sonra bakan ve başbakanın açıklamalarıyla süren Merkez Bankası bağımsızlığını azaltıcı süreç oluşturuyor. Bunların yanına yerli yatırımcıların da, 4.5 yıldır elde edilen kârın realize edilmesi isteğini eklemek gerekiyor. Böylece 2006 ilkbaharında Türkiye piyasalarında yaşadığı sert bozulmanın üç nedeni ortaya çıkıyor. Küresel piyasalarda paranın yön değiştirmesiyle yabancı çıkışının etkisi, yurtiçinde çifte seçimin etkisinin şimdiden görülmesi ve ortaya çıkmakta olan ekonomik riskler. Böyle üçlü bir kıskaç altında piyasalar zor bir dönemi yaşamaya aday.
Çifte seçim etkisi Ekonomik riskleri azaltmak için yapılabilecekler elbette var. Nitekim IMF, gözden geçirmelerin tamamlanabilmesi için, 4.5 milyar YTL'lik gelir artırıcı veya tasarruf edici önlem istedi. Bunun yanında, Merkez Bankası'nın kanunla verilmiş bağımsızlığının korunması için hükümetin ve bu arada banka yönetiminin daha özenli hareket etmesi gerekiyor. Ancak, yurtiçi en etkili risk çifte seçim. Bir yıl bile kalmayan cumhurbaşkanlığı seçiminde hükümetin yapabileceği ise gerginliği azaltmak, bunun için de üzerinde uzlaşılabilecek bir aday ortaya çıkarmak. Bu taktirde, cumhurbaşkanlığı seçiminin piyasaları ve dolayısıyla ekonomiyi etkilemesi asgariye indirilebilir.
Seçimin maliyeti Genel seçimler konusunda ise hükümetin yapabileceği, olası en erken tarihte seçime gitmek. Çünkü hangi nedenle olursa olsun artık genel seçimlerin gölgesi piyasaların ve ekonominin üzerine düştü. Seçim sonuçlanıncaya kadar da, bu etkiyi kaldırmak mümkün değil. Hatta seçime ve seçim sonucunda ortaya çıkabilecek hükümete yönelik tahminlerle bu etki olumsuz biçimde artabilir de. Ekonomiyi 1.5 yıl süreyle siyasi belirsizliğin gölgesinde bırakmaktansa, bu süreci bir an önce sonlandırmak, hem içeriden hem de dışarıdan kaynaklanan olumsuzluklarla uzun süreli yolculuk engellenebilir ve seçimin maliyeti de en aza indirilebilir. Başka çıkış yolu var mı?
Sonuç "Beklemek ateşten beterdir" Hz. Muhammed
|