|
|
Dilenciliğin televizyoncası
HANİ yoldaki dilenciye sadaka vermeden önce şöyle bir tepeden tırnağa inceleriz. Bacağı gerçekten sakat mı, kucağındaki çocuk söylediği gibi onun mu, bu haliyle dileneceğine, çalışabilir mi diye... İşte Star TV'de salı gecesi ilk bölümü yayınlanan "Yüzleşme" adlı yarışma da bu mantık üzerine kuruluydu. Üç kadın, üç erkek bir masanın etrafına toplanıyor. Yaşam hikâyelerini ve ne kadar çok paraya ihtiyaçları olduğunu anlatmaya koyuluyorlar. Hedefleri; anlattıklarına insanları inandırmak ve bir yandan da diğer yarışmacıların öykülerini çürütmek. Bir de "Komplo Odası" var. İkişer ikişer odaya giriyorlar. "Ben elenmek üzere senin ismini yazmayacağım. Sen de benimkini yazma. Filancayı eleyelim" diyorlar. Ama sonra birbirlerinin ismini yazıp, halk diliyle "madik" atıyorlar. Bu arada ölmüş de farkında değilmiş gibi duran, robot sesiyle konuşan, yarışmacılara "Abi ben üste 30 milyar vereyim de bana öyle bakma" dedirten bir sunucu var. Adı Erdal Beşikçioğlu... Emniyetteki sorguya girsin, Danıştay olayını 3 dakikada çözmezse adam değilim. Öykülere ise el değmiyor. Tecavüzcüsüyle evlendirilen ve adam tarafından boğazının kesildiğini iddia eden genç kadın. Kredi kartı mağduru yaşlı hanımefendi. Tedavi masraflarını ödeyemediği için yanan kızını hastanede rehin bırakan baba. Ekonomik kriz nedeniyle iflas eden adam ve 4 yaşındayken babası tarafından ısırılarak burnu, yanağı paramparça olan kız... Ve tüm bunlar RTÜK'ün genel izleyici sembolüyle yayınlanmakta... Kim daha fazla ağlatırsa, parayı o götürüyor. Ne diyeyim? Allah versin!.. Dilenciliğin televizyoncası
|