Çan eğrisinde seçim oyunu
İkisi sivil toplum örgütü başkanı. Diğer ikisi ise AK Parti'nin etkin isimi... Bir ay öncesine kadar dördü de "Seçim zamanında olur" diyordu. Önce, iki sivil toplum örgütü başkanının söylediklerine kulak verelim. İlki, Türk-İş Başkanı Salih Kılıç... Uşak Havaalanı'nın yeniden hizmete girmesi ve Atlasjet'in ilk seferini gerçekleştirmesi için düzenlenen törene gitmek için Esenboğa Havaalanı'nda beklerken karşılaşıyoruz. Kılıç da Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) düzenlediği bir toplantıya katılmak için Adana'ya gitmek üzere gelmiş.
TÜRK-İŞ: Seçim olmalı Kılıç konuya doğrudan giriyor: "Danıştay'a yapılan çirkin saldırı sonrasındaki gelişmeleri hükümet yönetemedi, gereksiz sertlik yarattı." Ekonominin kırılgan olduğunun son günlerde borsa ve dövizde yaşanan hareketlilik ile ortaya çıktığını da anımsatıp devam ediyor: "Hükümet her kesimle, kurumla kavgalı. Yargı, YÖK, Cumhurbaşkanı ile çatışıyor. Bizimle de Sosyal Güvenlik Yasası dolayısıyla çatışma noktasına geldi. Yasayı çıkarsa, biz de sokağa çıkarız..." Kılıç, herhangi bir soru yöneltmemize fırsat tanımadan sözlerini tamamlıyor: "Bu noktaya gelmiş bir hükümetin tek çıkış noktası var; sonbaharda erken genel seçime gitmek, Cumhurbaşkanı'nı yeni Meclis'in seçmesini sağlamak. Bu kendilerini de ülkeyi de rahatlatır."
İŞVEREN: Seçim çıkış olur İkinci isim işveren kesimin temsilcilerinden. Adının yazılmasını istemiyor, şunları söylüyor: "Yakın zamana kadar erken seçimin olacağına inanmıyordum. Son gelişmeler, ekonomide ortaya çıkan durum erken seçime ilişkin görüşümü 180 derece değiştirdi." Gerekçesini ise şöyle dile getiriyor: "IMF hükümetten harcamaları kısmasını istedi. Harcamaların bugünden kısılması yıl sonuna ve gelecek yıla yansır. Bu da hükümetin eli kolu bağlı bir halde seçime gitmesi anlamına gelir. Hükümetin bunu isteyeceğini sanmıyorum. Ayrıca sonbaharda erken seçim ülkede rahatlama sağlar..."
Çan eğrisinin tepesi İki sivil toplum örgütü lideri erken seçim konusunda yalnız da değiller; hükümet içinden de destekçileri var. Önceki gün sohbet ettiğimiz AK Parti'nin etkin isminin şu sözleri de bunu doğruluyor: "Genelkurmay Başkanı'nın laikliğe sahip çıkılmasına dönük sözlerini herkes farklı yorumladı. Ama, buna rağmen önümüzdeki süreç bizim için sıkıntılı geçeceğe benziyor. Aşmanın yöntemini bulmalıyız... " Yöntemin ne olacağını ise yine kendisi söylüyor: "Partinin durumu kamuoyu yoklamalarında çok iyi. Çan eğrisinin tepesindeyiz. Her hükümet gibi gelecek yıl biraz daha aşağı ineceğimiz kesin. Çan eğrisinin üstünde iken seçime gitmemiz bize de fayda sağlar... " Diğerinin görüşü de arkadaşından farklı değil. Hatta, üç aydır bu görüşünü bazı özel sohbetlerde dile getirdiği de Ankara kulislerince bilinen bir isim. Seçime ilişkin dört ay önce söylediği "çan eğrisi" benzetmesi arkadaşıyla örtüşüyor. Belli ki, partinin önde gelenleri arasında bu konuşulmuş. Dikkat çeken, AK Parti'de düne kadar "erken seçimin" adından dahi söz edilmezken, bugün üzerinde düşünülüyor olması. Hasan Cemal'in dünkü köşe yazısında da yer aldığı gibi, "Anayasa değişikliğiyle; Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi ve erken genel seçim birlikte olsun" diyenler de var. Zamanında yapılsın görüşünü ısrarla dile getiren de... Hükümetin seçime ne kadar direnç göstereceğini kestirmek zor. Ancak, Ankara'nın bir gerçeği de unutulmamalı; "af, zam ve seçim" kelimeleri bir kere konuşulunca, geri dönüşü olmaz.
|