|
|
|
|
|
|
Başlarında yaşlı bir deli dünyayı kurtarıyorlar!
Türk sinemasının kült filmi 'Dünyayı Kurtaran Adam'ın yeni versiyonunun seti evlere şenlik. Kartal Tibet, oyuncuları için 'Bunlara benim gibi yaşlı bir deli gerekiyordu' diyor. 'Herkes yerine!!! Karı gibi oturmayın!' deyince peri bacalarını bile titretiyor. Cüneyt Arkın sete gelince herkesin eli ayağına dolanıyor....
Nisan ayında bir basın toplantısıyla 'Dünyayı Kurtaran Adam' filminin devamı çekileceği söylendiğinde herkes gibi ben de ürkmüştüm. Düşünün ki 25 yıl önce çekilen film için yönetmeni Çetin İnanç bile 'Sıkıysa daha kötüsünü çekin' demişti. Acaba çekilecek yeni film bu meydan okumaya cevap niteliğinde miydi? Yeni filmde de pala bıyıklı uzaylılar, peluşlu canavarlar, Star Wars'tan montajlanmış sahneler olacak mıydı? Her şeyden önemlisi insanların beynine kazınan Cüneyt Arkın'ın 'Vücudundan kurtul, zihnin ve ruhunla yaşa, o zaman toprak altında nefes alabilirsin' şeklindeki hayat felsefesi repliklerinin bu filmdeki yeri neydi?
TÜRKAN ŞORAY KURALLARI! Tüm bu soru işaretleri kafamda 'Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu' filminin setine, Kapadokya'ya gittim. Kapadokya'nın mistik atmosferinde, peri bacaları gölgesine kurulan sete gitmeden önce uyarıldık. Fotoğraf çekmek, oyuncularla konuşmak, soru sormak, nefes almak yok, yok, yok... Yokluklar altında başlayan izlenim maceramın sonunda yapımcıların neden bu kadar 'hassas' olduklarını anladım. Film bırakın vizyona girmeyi, daha çekimler başlamadan eleştirilmeye başlanmış. Hevesi kursağında kalan yapımcılar da 'kötü niyetli' medyaya dertlerini anlatamayacaklarını düşündüklerinden sessiz sedasız filmlerini çekmek istemişler. Sonunda bir grup basın mensubu ki, bu benim de içinde bulunduğun grup oluyor, sete alınınca Türkan Şoray kuralları gibi 'Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu' kuralları ortaya çıkmış. Biz yine de soru da sorduk, fotoğraf da çektik kimse kusura bakmasın!
KİMİ ARARSAN BURADA... Öncelikle şunu belirtmeliyim ki film 'Dünyayı Kurtaran Adam'ın devamı değil. Bu, apayrı bir senaryosu olan, teknolojik anlamda 25 yıl öncekiyle uzaktan yakından alakası olmayan, sadece eski filme küçük bir çengelle bağlanan yepyeni bir uzay filmi. Uzay filmini Türkler çekince, uzay ve Türk kavramı birleşince ortaya komik film çıkacağını tahmin etmek güç değil. Zaten filmde yok yok. Futbolcu da var, manken de, sunucu da, yazar da... Neyse ki oyuncu da var. Öyle bir film düşünün ki Mehmet Ali Erbil'i de, Burak Hakkı'yı da, Pascal Nouma'yı da, Şebnem Scheaffer'ı da, Deniz Seki'yi de, Hıncal Uluç'u da, Ayşen Gruda'yı da görmek mümkün.
PASCAL NOUMA YİNE YAKALANDI! Yapımcı firma Tiglon-Redsofa Entertainment'tan Cengiz Çağatay her telden bu kadar kişiyi ancak Kartal Tibet gibi bir ustanın idare edebileceğini söylüyor. Kartal Tibet ise 'Bunlara benim gibi yaşlı bir deli gerekiyordu' diyor. Kartal Tibet 'yaşlı bir deli' mi onu bilemem ama sete gittiğimizde beni korkuttuğu kesin. Pascal Nouma'yı otelde 'playstation' oynarken bırakıp, sabahın erken saatinde yarı uykulu gittiğimiz setten peri bacalarını titreten bir ses yükseliyordu:
BACALARI BİLE TİTRETİYOR 'Herkes yerine!!! Karı gibi oturmayın!!! Ozi düş oğlum düş diyorum!!... Ozi aşağı, Ozi yukarı, Biri Ozi'ye ölmeyi öğretsin, Ozi sağa dön, Ozi sola dön...' Filmin çocuk oyuncusu Ozi, Kartal Tibet'ten en çok azarı yiyen zavallıydı. Peribacalarını titreten ses Kartal Tibet'e aitti. Ama biz oraya ait değildik. Savaş sahnesi için bir araya toplanmış oyuncu ve figürasyonlar bize sanki onlar değil de biz uzaylıymışız gibi bakıyorlardı. Kendimize kıyıda köşede bir yer bulunca Kartal Tibet'e değil soru sormak, yaklaşmanın bile sette olay çıkaracağını fark ettim. Ne zaman ki sahneler çekildi, Usta işinin bitirmenin huzuruna erdi biz de sakinleşen Tibet'le konuşma fırsatı bulduk. Kartal Tibet film için 'Galiba iyi olacak' diyor ama eklemeden duramıyor: "Kuzguna yavrusu güzel gelirmiş, biz çok iyi bir ekiple çalışıyoruz. Bu filmden ümitliyim" diyor.
KAPADOKYALI KOMPLE OYUNCU Bu arada kamera konusuna hiç yabancı olmayan Kapadokya halkına değinmeden edemeyeceğim. Ne tesadüftür ki filmde yüzlerce figürana ihtiyaç duyulmuş. Yönetmen yardımcıları köy köy, ev ev gezerek figüran avına çıkmışlar. Teyzeler yemeklerini ocakta bırakıp, çocuklar okullarını ihmal edip, amcalar kahve keyiflerine ara verip sete, ulvi görevlerini icra etmeye gelmişler. Tam 500 figüran görev başındaydı Kapadokya'da, söyleyenlerin yalancısıyım. Benim anlattıklarım yeterli gelmediyse ya da birazcık da olsun merakınız uyandıysa filmi izlemek için ekim ayını beklemeniz gerekiyor. 'Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu' 20 Ekim'de vizyona giriyor. İyi seyirler, çekenlerin de ellerine sağlık...
Sonat BAHAR / Haber Merkezi
|
|
|
|
|
|
|
|
|