|
|
|
|
|
|
Rahat bir vücutla deliksiz uyku uyuyun
'Gece çay içmeyin, yemeğinizi yatmadan en az üç saat önce yiyin...' türünden öneriler uykusuzluğa çare değil. Asıl olan bedeninizi rahatlatmak ve günlük stresinizi yatağa taşımamak.
Geçenlerde Amerika'nın ünlü talk şovcusu Oprah'ın programında Jennifer Aniston'u seyrediyordum. Brad Pitt'ten ayrıldıktan sonra yaptığı ilk televizyon röportajıydı. Program boyunca Aniston'ın huzursuz yapısını çok rahat hissedebildim. Ve ben bunu düşünürken Oprah kendisine bir soru sordu, "Hayranlarının senin hakkında bilmediği bir şey söyler misin?" O da geceleri hiç ama hiç uyumadığını söyledi. Mesela yatarken bile gözünü kapatamazmış. Para, şan, şöhret, görüntü her şey var ama iç huzuru olmayınca... En konforlu yatağı satın alabilmeye imkanı var ama maalesef uykuyu satın alamıyor. Amerikan Üniversitesi'nde dersime gelen bir öğrencim günlüğüne şunları yazmıştı: "Sabah erken kalkmam zorunlu değilse öğlene kadar uyuyorum. Uyanınca da yataktan kalkmak istemiyorum. Gece uyumadan yatakta en az bir iki saat öylece yatıyorum. Aklımdan geçen düşünceleri, sürekli konuşan sesi durduramıyorum"...
HERKES MUZDARİP Bu sabah bir dersime girdiğimde öğrencilerim beni beklerken koyu bir "uykusuzluk" sohbetine dalmışlardı. Her saat başı gözünü açıp saate bakanlar, yatağa yattığı gibi uyumakta güçlük çekenler veya gecenin bir yarısında uyanıp sabaha kadar debelenenler... Ben hazırlanırken aralarında birbirlerine önerilerde bulunuyorlardı, "Gece çay kahve içmeyin, yemeği yatmadan en az üç saat önce yemiş olun, gecenizi daha pasif aktivitelere ayırın..." Hele bir tanesi dijital gece saatinin bile yaydığı manyetik enerji yüzünden uyku problemlerinin çekilebildiğinden bahsediyordu. Sonra hepsi durup bana bir baktılar... "Sahi, senin uykusuzluk problemin var mı?" diye. Doğrusu kafamdaki projelerin çok yoğun olduğu zamanlar hariç, genelde akşamları 22.00 gibi yatıp sabaha kadar deliksiz uyuyorum. Ama uyuyamadığım dönemlerin işkencesini de çok iyi hatırlıyorum. Gece yarısı uyanıp bütün gecenin bana endişe veren sessizliğini dinlerdim. Gözümü ilk açan bu hikayeyi, dersime gelen çok kişi ile paylaştım ve uygulayanlardan da çok olumlu tepkiler aldım. Sizlere de anlatmak istiyorum. Bundan dört yıl önce çok büyük bir trafik kazası geçirdim. Sağ tarafımda vücudumun alt kısmını üst kısmına bağlayan bütün kemikler ve eklemler paramparça olmuştu. Kalçam kırıldı, iki ameliyat geçirdim. Doktorlar, almış olduğum tahribatla normal şartlarda yürümeye aşağı yukarı bir yıl içinde başlıyabileceğimi kesin olmadan söylediler. Yoganın vermiş olduğu fiziksel ve zihinsel kuvvetle ve öğrencilerimin inanılmaz desteğiyle iki ay içinde ders öğretmeye başladım. Bu bir mucize olarak görüldü. Verdiğim dersin yarısından çoğunu kendim yapamıyordum ve ağrılarım çok kuvvetli olduğu için geceleri uyuyamıyordum. Kazadan 4-5 ay sonra bir radyo programı için Puerto Rico'ya gitmiştim. Bir arkadaşımın vasıtasıyla San Juan tepelerinde yaşayan 94 yaşındaki "Don Carlos" ile tanışmam, bu kadar çabuk iyileşmemin en önemli sebeplerinden biridir.
NEFESİNİZİ DOĞRU KULLANIN Don Carlos, gitarları ile meşhur Puerto Rico'nun en iyi el yapımı gitar yapan adamı. Televizyon yapımcısı arkadaşım, hayatı ile ilgili küçük bir belgesel hazırlıyordu. Yaptığı gitarlar zamanında kapış kapış gidiyormuş. Hayatımda bu kadar kendisi ile barışık bir insanla daha tanışmadım. Yaşadığı ortam inanılmaz ilkel... Çalışma sahası en lüks yeri... Bütün evi bir lavobo, yatak, buzdolabı, dşarıda sayılabilecek tuvalet ve 20'ye yakın yapmış ve kendisine ayırmış olduğu gitar ve quatro'dan oluşuyor. Ama bu onun için hiç mühim değil. Hayatının her anından, her ne şartta olursa olsun zevk alıyor. Yüzüne baksanız yaşına 70 demezsiniz. Cildi pırıl pırıl, gözleri ışıl ışıl ve hayat dolu. Her şeyini kendisi yapıyor, gitar yapmak ise hayattaki en büyük tutkusu. Son 20 yıldır yaptığı gitarları hediye ediyormuş. 94 yaşında nasıl bu kadar genç ve dinç göründüğünü merak ettim ve bunun sırrının olup olmadığını kendisine sordum. "Evet, sırrı var" dedi. Hemen oracıktaki çarşafları eskilikten grileşmiş demir yatağına uzandı ve gözlerini kapattı. "55 yıldır her gece yattığımda gözlerimi kapattığım gibi nefesimle vücudumun her yerine konsantre olup teker teker rahatlatırım. İşte beni bu kadar genç tutan budur. Rahat bir vücutla deliksiz uyku... Günlük stresimi uykuma taşımam."
ELVAN DEMİRKAN
|
|
|
|
|
|
|
|
|