Kalecik Karası'nı don vurdu
Şarabın anayurdu Anadolu Bağcılık, Anadolu topraklarında yaşayanlar için iş ve aş, üretici için "umut" demek. Anadolu'da öyle üzümler var ki! Elazığ'ın "Boğazkeresi," ya da Ankara ile Nevşehir'in "Kalecik Karası," unutulacak cinsten mi? Sonuçta Türkiye, dünyada, İtalya ve ABD'nin ardından en fazla üzüm yetiştiren üçüncü ülke. Kuru üzüm ihracatında ise dünya birincisi. Bağ ve üzüm bu ülke için çok anlamlı; fakat gelin görün ki, bu yıl, "Kalecik Karası" üzümü için hiç de iyi bir yıl değil. Çünkü, iki hafta önce Ankara ile Nevşehir arasındaki 1000 dönümlük alandaki üzüm bağlarını don vurdu, üzümler yandı. Bağcılık yapan üretici "dondu" kaldı. Diyeceksiniz ki; soğuk, don, sıcak, sel üretici için felaket mi? Elbette kötü, ama çözümsüz değil. Çünkü Türkiye ilk kez 1 Haziran 2006 tarihinde tarım sigortasıyla tanışacak.
Dolu tamam, don kısıtlı Tarım Sigortası deyip geçmeyin. Yıllarca mücadele verildi. Sonunda geçen yıl Tarım Sigorta yasası, arkasından iki yönetmelik çıktı. Türkiye, kendi açısından çağ atladı. Ve, şubat ayında Bakanlar Kurulu kararıyla, "hangi ürün, hangi riskler, hangi bölgeler" sigorta kapsamına girecek, belli oldu. Buna göre; dolu, Türkiye genelindeki tüm seralarda ve tüm bitkisel ürünlerde sigorta kapsamında. Fırtına, hortum, yangın, heyelan ise ek poliçe olarak satın alınacak. Hayvan hayat sigortası, soy kütüğüne kayıtlı süt sığırlarını kapsıyor. Ayrıca kümes ha yvanları biyogüvenlik nedeniyle hayat sigortası kapsamında. Ancak Türk tarımının belalısı don, pilot bölge uygulaması kapsamında DPT'nin gelişmişlik düzeyine bakılarak, en az gelişmiş 90 ilçede uygulama kapsamına alınacak.
Havuz dolacak Ürünler belli, riskler belli; ama kimler tarım sigortası yapacak? Öncelikle 16 sigorta şirketi tarım sigortası yapma izni aldı. Peki, sistem nasıl fon yaratacak? Bir havuz kurulacak. Havuz, sistemin beyni olacak. Çiftçi primleri burada birikecek. Çiftçiler primlerin yüzde 50'sini öderken geri kalan yüzde 50'lik primi ise devlet ödeyecek. Havuz deyip geçmeyin, ciddi bir işletmecilik gerekiyor. Havuzda biriken fonlar kamu kağıtlarında değerlendirilecek. Bu yüzden 7 kişiden oluşan Havuz Yönetim Kurulu'nda Tarım Bakanlığı'ndan 2, Hazine'den 2, Ziraat Odaları Birliği'nden 1, sigorta şirketlerini temsilen 2 kişi bulunacak.
Tarım elektronik ortamda Ancak burada ince bir nokta var; çünkü havuzun yanında bir de ayrı bir A.Ş. kuruldu. Şirketin adı TARSİM. Tarım Sigorta Merkezi AŞ. Burası da elektronik ortamda poliçe kesilmesi gibi önemli bir görevi üstlenecek. Herşey iyi güzel de, böyle bir model Türkiye'de işler mi? Türk çiftçisi sağduyulu. Anlatılanı dinler. Tarımın önemini kavramış Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, bu yıl 5'incisi düzenlediği tarım forumuna 15 ülkeyi davet etmiş. Narenciye, yaş sebze mevye merkezinde önemli gündem maddelerinden biri de tarım sigortası. Çünkü bizim model ne kamu, ne özel...
|