|
|
|
|
|
|
|
|
|
'İnzivaya çekilmek onuruma dokunuyor'
Paye değil, sadakat ve vefa istiyorum. Nefislerinizi çiftetelli oynatacak yerlerden uzak tutmalısınız. Ufukta siyasi istikrarsızlık görünüyor. Meçhul şartlara bağlı kehanetler, ülkemi gerekli yere götürmüyor. Bu krizi derinleştiriyor. Zalim devletler, haklılıklarını ispat etmek için, toplumlarında vehmi ayakta tutmaya çalışır. Farkına varmadan israfa gidebiliriz. Esas yasak edilen, israf davranışıdır. Toplumdaki esas kriz, lüks tüketim.
* 5 Haziran 2003, saat 13:25 "Hürriyetime namusumdan daha fazla düşkünüm. Beğenilip beğenilmediğinizi nazar-ı itibara alarak kendinizi yer yer sorgulamalısınız. Bu iç duygu unutulmamalıdır."
'AŞIRI PAYE İHANETTİR' * 30 Mayıs 2003, saat 11:50 "Bana dava arkadaşlarımın üstünde paye vermenizi dostluğuma ve davaya ihanet sayarım, hakkımı helal etmem. Aşırı mübalağlı laflar yerine sadakat içinde olmalı insan. 'Efendi Hazretleri' demek, 'Efendi' demek. Bu gibi ifadeleri diyenlere karşı: 'İki elim iki yakalarında kalsın' derim. Biz düz insanlarız."
* 4 Haziran 2003, saat 19:10 "Paye değil, sadakat ve vefa istiyorum. Beklenti vefasızlık sayılır. Meclisimizde benliğin asla yeri yoktur. O daima dışarda kalmaya mahkum edilmelidir. Nefislerinizi çiftetelli oynatacak yerlerden uzak tutmalısınız."
* 5 Haziran 2003, saat 19:20 "Ağlamak öyle bir iksirdir ki, kavrulan ruhun ateşini ondan başka hiçbir şey söndüremez. Ruh tutuşunca vicdan kavrulmaya başlar ve işte o zaman insan ağlar. Ağlar ve ruhunun ateşini söndürür. Sıkıntı ve şiddet karşısında en geçerli iksir, rahat ve rehavet zamanında yapılan duadır."
'İSTİKRARSIZLIK GELİYOR' * 28 Nisan 2002, saat 13:05 "En kötünün iyisi olmak, ulaşılması gereken hedef değildir. Ufukta siyasi istikrarsızlık görünüyor. Farklı mülahazalar da pek misyonlu görünmüyor. Meçhul şartlara bağlı kehanetler, ülkemi gerekli yere götürmüyor. Bu ise siyasi krizi derinleştiriyor."
* 22 Nisan 2002, saat 18:45 "Milli duygular çok aşınmış. Bütün değerler tepe taklak. İnsanı gerçek hürriyete taşıyan bütün manevi köprüler berhava. Başkalarına hayatımız adına bedel ödemeye mahkum edilmişiz. Nasıl hür olabiliriz?"
* 6 Nisan 2005, saat 13:23 "Dinin öğrenilmesini istemeyenler sapık düşünce hareketlerinin önünü açtıklarının farkındalar. Ruh ve mana kökleri kopmuş bu kopuklar ortalığı şeytanbir saltanat gibi sarıveriyorlar. Türkiye'de böyle bir gidiş var. Doğudaki intiharları küçük sebeplerle izah etmek mümkün değil. Çok ciddi sebepler vardı. Üzerine gidilemedi. Toplumun çok ciddi bir yırtığı ört bas ediliverdi."
'PAZAR ALANI DARALACAK' * 13 Haziran 2003, saat 17:25 "Bugün güç ve kuvveti elinde bulunduranlar kendilerinden ne kadar eminse, dünküler de o kadar emindi. Bazen kendine güven ve sistem körlüğü çözülmeyi ve dağılmayı getirir. Dağılmışlığın altından kalkmak çok zorKendinizi yeniliğin içinde bulamazsanız bir gün gerisin geri dönmeye mecbur kalırsınız. Yeni dünya güçlü devletlerin pazar alanlarını daraltacak. Yabancıya duyulan tepkiyle karşı karşıya kalacaklar. Kendi kendilerine yetmez hgelecekler."
* 13 Haziran 2003, Saat 17:25 "Kargaşa bir ülkede istikrarsızlığın tek kaynağıdır. Dünya paylaşımında başkalarını kaale almazlık süper güçlerin gelecekteki ümitlerini yok edecek. Ani değişecek güç dengeleri de bir kaos olarak ortada. Bunu nasıl aşacaksınız? İnsanların bir tahammül sınırları vardır. Beklenmedik bir anda ortaya çıkacak beklenmedik bir güç, bütün hesapları alt üst eder. Sosyal tarih yazarları bu kader denk olayına çok şahittirler."
* 15 Haziran 2003, saat 14:05 "Zalim devletler, haklılıklarını ispat etmek için, toplumlarında vehmi ayakta tutmaya çalışırlar. Ümit iyidir ancak realitelerle desteklenmelidir. Dünya hep böyle gidiyor. Her zaman arbedenin kenarındaki bir ülkede istikrar oldukça zordur."
ÖZLEM YILMAZ
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|