|
|
İşte şimdi olmadı Cengiz kardeşim!
BAŞKA köşelerde yazılanlar konusunda yorum yapmak pek adetim değildir. Direkt olarak beni hedef alsa bile bu köşenin değerli sütunlarını 'yanıt hakkı' için kullanmayı sevmem. Ancak değerli meslektaşım, Hürriyet yazarı sevgili Cengiz Semercioğlu'nun dün köşesinde kaleme aldığı bir ifade beni rahatsız etti. Cengiz, Altın Kelebek Ödülleri'ni öven bir yazı kaleme almıştı. Tabii ki buna kimsenin itirazı olamaz. Üstelik Altın Kelebek'in, ülkenin en prestijli ödüllerinden biri olduğunu söylememe de gerek yok. Ama bu 'değerin' altı çizilirken, ödül veren diğer kuruluşları karalamaya, aşağılamaya da gerek yok. Cengiz, "Son yıllarda ülkede artan bir ödül enflasyonu var. Dernekler, okullar, üniversiteler, gazeteler, dergiler önüne gelene ödül veriyor. Gelin görün ki işte hepsini toplasanız bir Altın Kelebek etmiyor" demiş. Bence fena halde ayıp etmiş. Kime mi? Öğrencilerine anket yaptırıp, ödül dağıtan okullara, yayın kuruluşlarına, firmalara... Kısaca halkın kendisine... Ben de pek çok ödül aldım. Özellikle 'halk oyuyla' verilen ödülleri almaya koşa koşa gidiyorum. Daha geçen gün bir alışveriş merkezinin Büyükçekmece'de binlerce kişiyle yaptığı anket sonrasında verilen ödülü almak için işimi gücümü bırakıp, şehrin ta öteki ucuna gittim. Neden? O halka 'saygı ve şükranlarımı' ifade edebilmek için. Bu nedenle halk tarafından verilen her ödül kıymetlidir sevgili Cengiz. En az Altın Kelebek kadar...
|