Cumhurbaşkanı 'ndan 'tarihi çağrı'
Çankaya seçimlerine daha bir yıl olmasına karşın gitgide hareketlenen siyaset sahnesinde tüm gözler, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in halefinin belirlenmesi sürecinde ne ölçüde aktif olacağına odaklandı. Cumhurbaşkanı Sezer bu konudaki tutumunu açıklamamış olsa da, geçen hafta Cumhuriyet gazetesi başyazarı İlhan Selçuk'la görüşmesinin ardından Sezer'in Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasına sıcak bakmadığı, "Çankaya-Başbakanlık-TBMM Başkanlığı" üçgeninin tümüyle AK Partililerde olması konusunda kaygı taşıdığı yorumları yapıldı. Ancak Sezer ve eşzamanlı bir çıkışla Erdoğan'ın Çankaya'ya gitmesini eleştiren 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in elinde yasal yaptırım imkanı yok. Anayasal olarak Cumhurbaşkanlığı'nı Meclis belirleyecek. Bu yüzden Sezer, Demirel ve Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı konusunda tereddüt yaşayan diğer muhalefet partilerinin elindeki en önemli koz, Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına karşı bir "kamuoyu yaratmak " olacak. Bu çerçevede Ankara kulislerinde Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Çankaya seçimleri arifesinde "tarihi konuşma" diye tanımlanan bir çağrı yapacağı konuşuluyor . Çankaya'ya yakın kaynaklar, Sezer'in özellikle artan laiklik hassasiyeti, kadrolaşma ve bu konularda yüksek yargı tarafından da dile getirilen kaygıları, bir manifesto niteliğinde güçlü bir söylemle vurgulayabileceğini söylüyor. Çankaya'ya giden süreçte, bu "tarihi konuşma"nın hukuki olarak olmasa da kamu vicdanı açısından Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına yönelik önemli soru işaretleri yaratacağı beklentisi var. Erdoğan karşıtı cephe, Başbakan'ın böyle bir konuşma sonrasında Çankaya'ya çıkmak konusunda hala ısrarcı olması durumunu, "İsterse çıkar. Çankaya'ya asılırsa istediğini kopartır. Ancak tartışma bitmez" diyor. Bu cephenin bir diğer beklentisi de, Başbakan'ın böyle tartışmalı bir ortamda Çankaya'ya çıkması halinde AK Parti'nin yara alması ve daha sonra yapılacak genel seçimlerde oy kaybına uğraması. AK Parti içinde de benzer tartışmalar sürmekte. Partililer, "Çankaya'ya çıkıp çıkmama" konusunda Erdoğan'ın kişisel kararının belirleyici olacağını, milletvekilleri ve tabanın bu kişisel kararı büyük ölçüde destekleyeceğini belirtiyor. Hükümete yakın kaynaklar, Sezer ve Demirel gibi liderlerin çıkışları ve bu yönde geliştirilen senaryoları "hukuki bağlayıcılığı olmayan psikolojik harekat" olarak yorumluyor. Başbakan'a yakın kaynaklar, " Önemli olan dışarıda nasıl bir tartışma yaşandığı değil, bizim parti içinde ne ölçüde uyumu koruyabildiğimiz " diyor. Hükümete yakın kaynaklara göre, Çankaya düğümünü çözecek olan Tayyip Erdoğan karşıtı cephenin manevraları değil, içerde AKP'li muhaliflerin durumu ve partinin bölünme yönündeki çabalara karşı direnç gösterebilmesi. Çankaya tartışmasının bu kadar erken başlaması ise aslında hükümeti göründüğü kadar rahatsız etmiyor. Bunun nedeni de "alışma faktörü." Çünkü hükümet çevrelerine göre tüm bu tartışmalar sürerken, bir yandan da kamuoyu Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkma ihtimaline yavaş yavaş alışıyor.
|