| |
|
|
Tecelli'den Abuzitin'e Mektuplar
Abuzittin'ciğim.. Epey oluyor.. Fatma Azgın bi kitap getirdiydi. Kapakta eski ve soluk bir fotoğraftan alındığı anlaşılan güzel bi kadın portresi.. Kitabın adı "Ulviye Mithat-Feminist Buluşma." Kitabın içeriğinden önce yazarından bahsedeyim. Fatma Azgın, Kıbrıs'ta popüler bi isim.. Esas mesleği eczacılık.. 25 yılı aşkın bi süredir Türk Eczacılar Birliği'nin Başkanlığı'nı yapıyor.. K.T.F.D Kurucu Meclis üyesi. Halen politikanın içinde değilse de yanında. Yeşil Barış hareketinin ilk başkanı. Kıbrıs'ta iki toplum arasındaki uyuşmazlıkların çözümüyle ilgili çalışmalarda çok aktif. Özellikle, kadın, barış, kültür ve sanat konularında yayınlanmış makaleleri var.. Bu kadar iş arasında köşe yazarlığını da hâlâ sürdürüyor. Fatma hanımın biyografisini tam anlatacak olsam bi kaç mektup tutar. Gelelim kitabına.. Başlıkta adı geçen Ulviye Mithat, Kastamonu doğumlu bi Türk kızı, Kıbrıs'a gelin gitmiş. Kocası, hem tarih hocası, hem avukat, hem de köşe yazarı. Ulviye Mithat (O tarihlerde soyadı yok.. Hanımlar kocalarının adıyla anılıyorlar) eşiyle birlikte aynı gazetede (SES) yazmaya başlamış. İşte Fatma hanım, Ulviye'nin yazılarından alıntılarla, kendi yorumlarını ve fikirlerini de derleyip bu kitabı yazmış. Benim dikkatimi en çok çeken Ulviye Mithat'ın "Tesettür" başlıklı makalesi oldu. Özetle şöyle : " Türk İnkılabının Türk kadınlığına yaptığı büyük iyiliklerden biri, şüphesiz tesettürü kaldırmasıdır. (...) Tesettür İslamiyetin ve Hıristiyanlığın çıkmasından evvel mevcut olan bir YAHUDİ adetidir. Evvelce İslam kadınları erkeklerle birlikte müsavi (eşit) bir varlığa maliktiler. İslamiyetin fütuhat devrinden sonra bol bol cariyeler, güzel güzel odalıklar almak modası çıkınca, erkeklerle kadınlar arasına geçimsizlikler, sui zanlar (dedikodu) girdi. Erkekler zevku safahatlerini arttırdıkça "çalma kapımı çalarlar kapını" darbı meselinin (atasözü) yüreklerine verdiği korku ile kadınların örtüsünü arttırdılar.. Nihayet bunu da kafi görmeyip onları evlere kapadılar. (...) Tesettür bizde erkeklerin hodkamlığı (bencillik ) neticesi yerleşmiş, kökleşmiş bir YAHUDİ adetidir ve zaman geçtikçe, yanlış ve asılsız olarak dini bir şekle bürünmüştür. Genç, ihtiyar artık bu fena adetten yakamızı kurtarmalıyız. Tesettür bizimle medeniyetin arasına çekilmiş bir taassub perdesidir. Bu delik deşik perdeyi kaldırmalıyız!" SES gazetesi. Tarih 7 Eylül 1935.. 71 yıl önce yazılmış bi yazı Abuzittin'ciğim. Kıbrıs'ta bugün tesettür diye bi konu yok.. Ya Anavatan da!? Vah Türkiyem vah! Ulviye Mithat'a gelince.. Soyadı kanunu çıkınca Tecelli soyadını almış. Ulviye Tecelli . Yani, rahmetli annem. Nur içinde yatsın. Güneş
|