|
|
Ayşen İnci'ye büyük haksızlık
AFİFE Ödüllleri'nin ardından Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Ödülleri de sahiplerini buldu. Bu yıl dikkatimi çeken en büyük özellik, ödül sahiplerinin pek çoğunun televizyon dizileriyle vitrine çıkan isimler olmasıydı. Bir dönem televizyonun, tiyatroyu baltaladığı, salonları boşalttığı söylenip dururdu. Ama şimdi nehir tersine akar oldu. Televizyonda tanınıp, sevilen oyuncular, özel izleyicilerini tiyatro salonlarına çekiyor, koltukları dolduruyorlar. Bir yerde televizyon, tiyatroya olan diyetini ödüyor. Bu yıl pek çok tiyatro oyununu izledim. İçlerinde beni en çok etkileyen oyunculuk performansı, İstanbul Devlet Tiyatroları'nda sahnelenen 'Tek Kişilik Düet'te Ayşen İnci'nin muhteşem oyunculuğuydu. Bir MS (Multiple Skleroz) hastasını canlandırabilmek için günlerce hastalar, doktorlar ve hasta sahipleriyle konuşmuş, bir doktor titizliğinde hastalığı incelemişti. Bu, tedavisi neredeyse olanaksız sinir sistemi hastalığının tüm ayrıntılarını, bana göre gerçek bir hastadan çok daha büyük bir başarıyla sahneye taşıdı. Üstelik oyun, MS hastalığının bilinmesi, bu hastalığın pençesinde kıvranan insanlara yardım fonlarının oluşturulması, tekerlekli sandalye sağlanması, hasta yakınlarının tanışarak birbirlerini rehabilite etmesi gibi son derece önemli bir toplumsal misyonu da başarıyla yerine getirmişti. Ama gelin görün ki, Ne Afife'de ne de Sadri Alışık Ödülleri'nde 'Tek Kişilik Düet' ve Ayşen İnci'ye ödül çıkmadı. Ödül alan sanatçılara haksızlık etmek niyetinde değilim. Ama Ayşen İnci gibi tecrübeli bir ismin bile heyecanını örselersek, 'misyon tiyatrosu'na gönül vermiş gençleri nasıl cesaretlendirebiliriz ki? Bana gore Ayşen İnci sadece 'çabası' için bile özel bir ödülü hak etmişti.
|