| |
|
|
Hoş geldin Yüksel!
SABAH'TAN gidişine en çok üzüldüklerimdendi Yüksel Aytuğ .. O gittikten sonra televizyon sayfalarımızın tadı kaçtı. Mesut da ayrıldıktan sonra, bu iki sayfaya baktığımı hatırlamıyorum.. Fatih başlarken "Yüksel geliyor" demişti. Uzadı ama, şimdi tamam.. Yüksel bir televizyon eleştirmeni değil.. Yazar!.. Çok rahat okunur üslubu, dolu dolu mizah duyusu, çok geniş bakış açısı ve renkli dünyası ile okunası bir yazar.. Onu televizyon konusuna hapsetmek günah aslında.. Bu lafı Cengiz'e de etmiştim.. Semercioğlu'na.. "Takılma oraya, yayıl" demiştim.. Cengiz şimdi Hürriyet'in en keyifle okuduğum yazarlarından.. Ne var ki, zor iş TV yazarlığı.. 40 tane kanalı izlemek, hem de alıcı gözle, not alarak izlemek zorundasın. Başka şeye bakmaya, başka şey yapmaya, hatta, yaşamında kendine özel bir şeyler planlamaya vakit kalır mı?. Ortaçağın kürek mahkûmları vardır hani, ayaklarında pranga kürek çeker, ya da taş kırarlar durmadan.. Televizyon yazarlığını biraz buna benzetiyorum ben.. Televizyon mahkûmları onlar.. Prangalar ayaklarında değil, yalnız. Gözlerinde.. Başka yere bakma hakları yok!.. Bu yüzden televizyon yazanlara büyük saygı duyuyorum. Halkın en ilgilendiği konu.. Birileri yazacak.. Yazmak zorunda.. Hem iyi yazı yeteneği olacak, hem de bu köleliğe katlanacak adam bulmak kolay mı?.. Bu yüzden ender zaten, televizyon yazarları.. Hele okunur, okunmaya değer olanları.. Yüksel.. Burhan.. Aykut.. Tuna.. Zaman zaman yazan Hakkı Ağabey'le Ferdi.. Başka.. Başka yok.. Bu yüzden gidenin yeri kolay dolmuyor ya.. Sabah esaretine hoş geldin Yüksel!.
|