|
|
Nedir bu koltuk hırsı!
Galatasaray'ın duayenlerinden Kemal Onar, "G.Saray'dan hiçbirşey almadan Galatasaray'a çok şey veren bir dernek görmedim" şeklinde övgüler yağdırdığı GSYİAD (1905 Galatasaraylı Yönetici ve İşadamları Derneği) 6 yıl önce Ulvi Süvarioğlu ve iki elin parmaklarını geçmeyen üyelerden kurulmuştu. GSYİAD'ın amacı ve hedefi Galatasaray'a koşulsuz hizmet etmekti. Kuruluşunun ilk aylarında GSYİAD, Galatasaray camiasından yeterli desteği bulamamıştı. O günkü dernek yöneticilerinin ısrarlı tavırlarıyla ayda bir düzenlenen yemekler ilginin artmasını sağladı. GSYİAD'ın kendine çıkar sağlayacak bir tutum içinde olmaması sonucu G.Saray'ı yönetmeye adaylar veya yönetenler camiaya seslenme fırsatını buldu. G.Saray'ın içindeki önemli isimler görüşlerini, eleştirilerini, projelerini GSYİAD gecelerinde oluşan serbest kürsüde anlattı. GSYİAD'ın hızlı yükselişi sırasında kafalarda oluşan, "1905 Galatasaraylı Yönetici ve İşadamları Derneği, Fenerbahçe ve Beşiktaş'taki gibi gruplar yaratır mı?" şeklideki soruya benim cevabım, "Yaratmaz" olmuştu. Şimdi 350 üyeye ulaşan GSYİAD'ın kendi içinde bir yol ayrımına geldiğini görüyorum. G.Saray camiasına karşı duruşu ve bir bütün görünümüyle kendini kabul ettiren GSYİAD'ın kendine ait etik değerlerin dışına taştığına tanık oluyorum. Peki ama nedir paylaşılamayan? GSYİAD'ın yarın yapılacak seçime iki başkan adayıyla girmesine hayretle bakıyorum. Eğer Galatasaray'a "Koşulsuz hizmet" sloganı GSYİAD'ın oluşum ve kuruluş sebebi olmuşsa bu dernek iki başkan adayını kaldıracak düzeye ulaştı mı? Nedir bu koltuk hırsı? İşadamlarının hedefi Galatasaray'a hizmet etmekse "Ben daha iyisini yaparım. Yok ben daha iyisini yaparım" demenin anlamı var mı? Her biri kendi alanında başarılı yönetici olmuşlarsa bilgilerini, birikimlerini tek bir başkan altında toplayamayacak kadar acizler mi? Bu yarışı "Rekabet" olarak görenler yanlış yolda yürüyorlar. Eğer bugün GSYİAD üyeleri tek aday altında birleşmelerse yarın yeni ayrılıkların, gruplaşmanın kapısını ardına kadar aralarlar. Goethe'nin şu sözünü GSYİAD üyelerine bir dost olarak aktarıyorum: "İlk iliği kaçıran düğmeleri sonuna kadar ilikleyemez."
|