|
|
Arınç'a özür borcum var
Bu mesleğe yıllarımı verdim ama hâlâ gazete haberlerinde ciddi maddi hatalar olabileceği fikrine alışamadım. Arınç'ın "Öğrenci Meclisi" girişimini de gazete haberlerine güvenerek eleştirerek büyük bir yanlışa imza atmış oldum. Sayın Arınç, atv'de Fatih Altaylı'nın sorularına cevap verirken olayın geçmişini, 21 yaşındaki öğrencinin nasıl başkan seçildiğini anlatınca olayın gerçek yüzünü anladım. O nedenle, yaptığım değerlendirmenin tamamen boşlukta kaldığını gördüm. Aynı şekilde, Hakkari'de asker çocuklarına yönelik olduğu iddia edilen PKK bombasına ilişkin haberler ve bu haberlerden yola çıkarak yapılan yorumlarda soru işaretleri olabileceğini de Cumhuriyet'ten Mehmet Faraç'ın 5 Mayıs 2006 günkü haberini okuduktan sonra fark ettim. Bu konuya daha sonra değineceğim ama bugün Bülent Arınç'la ilgili olarak bir özeleştiri borcum olduğunu düşündüğüm için Arınç'la ilgili değerlendirmelerimi sizlerle paylaşacağım. Bülent Arınç, fikirlerini beğenin veya beğenmeyin davranışlarına, demokratlığına, samimiyetine saygı duyacağınız bir siyasetçidir. Bir dava adamıdır ve bu davaya yıllarını vermiştir. Bugün önünde yıllarını verdiği siyasetin en önemli mevkilerinden birine ulaşma şansı var ve Arınç her konuda olduğu gibi burada da son derece net. Lafı eveleyip gevelemeden hedefini açıkça ortaya koyuyor. Erdoğan açıkça karşı çıkmazsa Cumhurbaşkanlığı'na aday olabileceğini Türkiye'de siyasetçilerden beklenmeyecek bir duruşla ortaya koyuyor. AK Parti kulislerine bakacak olursak, Erdoğan bu mevki için öncelikle kendisini düşünüyor ama kendisi aday olmazsa kafasında Vecdi Gönül veya Beşir Atalay ikilisinden biri var. Meclis Başkanlığı seçiminde de öyle olmamış mıydı? Erdoğan'ın bu mevkii için kafasındaki isim Vecdi Gönül'dü. Ancak Arınç'ın çıkışı hesaplarını bozdu ve hayır diyemedi. Cumhurbaşkanlığı meselesinde de kendisi aday olmazsa işlerin karışacağını görüyordur. Arınç, bu davaya yıllarını vermiş, mücadele etmiş biri olarak aynı kültürden ama bürokratik bir geçmişten gelen Gönül veya Atalay yerine kendisini Çankaya Köşkü'ne daha fazla layık görecektir. Arınç'ın bence övgüye değer diğer çıkışı Diyanet'le ilgilidir. Gerçekten de kendisine laik diyen bir ülkede Diyanet İşleri gibi bir kurumun varlığı tartışılmalıdır. Sadece Sünni mezhebine hizmet eden, Alevileri dışlayan, diğer dini azınlıkları yok sayan bir anlayışın temsilcisidir Diyanet. Laiklikle ilgili sözleri tartışılmalıdır çünkü önemlidir. Müslümanlığın bir mezhebine hizmet etmeyi amaçlayan ama bunu bütün vatandaşların vergileriyle yapan bir kurum, devletin dinler karşısında eşit mesafede olmadığını açıkça kabul ettiğini göstermektedir. Son bir dip not olarak, SABAH'ın eski sahibi Dinç Bilgin'in Kanal 7'de Nazlı Ilıcak'la yaptığı görüşmede 28 Şubat Andıç Süreci'ne ilişkin yaptığı açıklamalar da gözönüne alındığında, özellikle Ankara kaynaklı manipülasyonlara herkesin ama daha çok dürüst ve bilgi bazlı yorum yapmak isteyen biz gazetecilerin dikkat etmesi gerektiğini belirtmekte de yarar var.
|