| |
|
|
Ne kadar hoşgörü, o kadar hoşgörü
Türk izleyicisi için yepyeni bir kanal hazırlanıyor. Kanal 1 haziran ayında Dünya Kupası'nı naklen yayınlayarak Türk izleyicisine gerçek anlamda merhaba diyecek. Bu büyüklükte bir yayını yapan ilk özel televizyon olması, Kanal 1'in nasıl bir televizyon olacağının da göstergesi. Kanal 1'in yöneticileri, bütün dünyada yayınlanan "He is a lady" adlı yarışma formatını Türkiye'de yayınlamaya hazırlanıyorlardı. Yarışma içeriğinin ne olduğu bilinmeden, neyi amaçladığı anlaşılmadan "bir kısım" tarafından "tu kaka" ilan edildi. Belirli bir "düşüncenin" gazeteleri tarafından karalandı. RTÜK tarafından lanetlendi. Ve baskılar sonucunda yayından kaldırıldı. Oysa bu yarışmanın tek amacı vardı. "Kadın olmanın dayanılmaz zorluğunu göstermek." Toplumda hor görülen, üretim dışı olduğu varsayılan, gerçek değeri anlaşılmayan ve "ev kadını" diye geçiştirilen kadınların aslında ne kadar büyük ve önemli bir görev yaptıklarını gösteren bir progam olacaktı. "Çok zor ve önemli işler" yaptığını düşünen bir grup erkek, birkaç haftalığına kadın kılığına girip, bir ev kadını gibi yaşayacaklar, yaşadıkları zorlukları da ekrana yansıtacaklardı. Bu kadar basit ve iyi niyetli bir yarışma sanki ahlak dışı bir durumu özendiriyormuşcasına tepki görünce yayınlanmaktan vazgeçildi. Ben bu yarışmanın kaldırılması için müthiş tepkiler gösteren kesimlerin diğer söylemlerine bakıyorum ve gülüyorum. Mesela türban söz konusu olunca "Biz Batı'daki gibi bir anlayış istiyoruz. Serbestlik olsun. Laikliğin en katı uygulandığı Fransa'da bile kızlar okula türbanla gidebiliyor" diyerek Batı'nın hoşgörüsünden söz ediyorlar. Peki Batı'nın hoşgörüsünü "yaşamak isteyen" sizler, siz ne kadar hoşgörülüsünüz? Sizin o "ahlak dışı" dediğiniz programlar Batı diye "türban özgürlüğü" için örnek gösterdiğiniz ülkede yayınlanıyor. Uygun bir saatte yayınlanıyor ama yayınlanıyor. Ya da "dini özgürlükler" için örnek verdiğiniz Batı'nın bazı şehirlerinde insanlar parklarda üstsüz güneşleniyor. Eşcinseller Günü'nde sokaklarda resmi geçit yapıyorlar. Türbanlı kızların üniversetilerde okumasına hoşgörüyle bakan Batı, bunlara da hoşgörüyle bakıyor. Siz "hoşgörü bekleyenler", kendiniz ne kadar hoşgörülüyseniz, beklentiniz de o kadar olabilir. Ne bir eksik, ne bir fazla... Beni merak ediyorsanız söyleyeyim: "Ben hepsine hoşgörüyle bakıyorum." Sizin paçanız sıkıyor mu!
|