kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Haklı dava

Türkiye'nin; düşünce, ifade, eleştiri ve tartışma adına bugüne kadarki en haklı davalarından oldu.
"Ermeni soykırımı yoktur; olmamıştır" diyene, diyecek olana mahkumiyet yolu açan, açmayı tasarlayan devletler, son olarak Fransa, bizzat kendilerini kendileri haline getiren "temel değerler" e ihanet halinde. Bu değerlerin içinde elbette, insanın dini, dili, ırkı, rengi, sınıfı, kültürü, geleneği yüzünden aşağılanmaması, etnik temizliğe, soykırıma maruz kalmaması da temeldir...
Ama, farklı yorum, değerlendirme, ifade, eleştiri, tartışma da esastır.
İhanet, işte buna.
Bu yüzden düşünce, ifade, eleştiri hak ve özgürlüğü adına da "haklı dava".
"Haklı dava" nın etrafındaki diğer haklılık ve haksızlıklar ise, çok tartışmalı.
Osmanlı'nın son demleri ile onun külleri üstünde ve ona rağmen, hatta ona da karşı, yetmedi, bir de Osmanlı paşası İttihatçılar'a rağmen ve onlara karşı (tabii onların içinden gelme isimlerle de) kurulduğu iddiasındaki Cumhuriyet arifesindeki dönemde "olup bitenler", görüldüğü gibi bitmiyor.
Cumhuriyet, o günkü tüm gençliği ve toyluğuyla, tüm endişesi ve acelesiyle, neyi miras alıp almayacağı konusunda bugüne kadar ciddi bir kararsızlık bıraktı belki de.
Adından öte, her ülkede, devlette ve toplumda, geçmişinden gurur ve onur da mirastır kuşkusuz ve bazen utanç da düşer.
Fransa'ya, Almanya'ya, ABD'ye de olduğu gibi.
"Haklı dava", utançlardan hiç pay almak istemememiz, hepten inkarımız değil. Cumhuriyet'in, bir sürü mirası reddederken, bir insanlık trajedisine neden gizli gizli suç ortaklığını kabulde diretmesi de değil.
"Haklı dava", tüm insanlık ayıplarının birdenbire bu 80 yıllık Cumhuriyet'in ve bugünün günahsızlarının boynuna asılmak, onlara boyunduruk haline getirilmek, tasmalaştırılmak istenmesi.
"Haklı dava", meselenin tümden inkarı, hiçbir şey olmamış farz edilmesinden öte, "soykırım" değil, bir "trajedi" hüviyetinde tartışılmasının dahi yasaklanması ve bunun "ifade özgürlüğü esastır" denen demokrasilerin pişkinliği haline gelmesi.
Bakın bu davada sesimiz, yakınmadan öte, daha gür çıkabilir!
Lakin şu da var: Büyük Devrim'in ülkesi Fransa nasıl samimiyetsiz, içten pazarlıklı olabiliyorsa, büyük tarihi iddiası ifade özgürlüğüne nasıl uyuz kimi politikacılar marifetiyle ihanet edebiliyorsa...
Biz bir de dönüp kendimize bakacağız.
Tamam; "Biz" diye genellemeyelim.
Ben de bakacağım; "siz" de ama, tarihçilerden filan önce, asıl siyaset ve devlet de bakacak.
Abdullah Gül, "Ne yani, soykırım yoktur dersek beni, Cumhurbaşkanımızı da hapse mi atacaksınız" diye haklılıkla sorduktan hemen sonra dönüp kendisine, hükümetine, ceza ve terörle mücadele kanunlarına bakacak.
Bakacak ki, biz birisini sözünden, farklı fikrinden, salt ifade edilmiş düşüncesinden, aykırılığından, muğlak hakaret suçlarından, manevi şahsiyet duvarından ötürü hapse filan atıyor muyuz, atmıyor muyuz, atacak mıyız, atmayacak mıyız, girecek miyiz, girmeyecek miyiz? Bakacak ve ondan sonra, o lafı eder etmez buraya dönecek, "Haklı soru ve haklı dava" yı hakikaten haklı bulacak... yahut bulmayacak.
Yoksa, Fransa kendi tarihi, vicdani, insani dokusuna ihanetle, derin bir ikiyüzlülükle bu kanunu tasarılaştırıyor elbette.
Ve elbette, bizim sözümüz, yüzümüz, mirasımız hakikaten nedir, başkasına haklı olarak tepki koyarken, bir ayağımız nerede, bir kolumuz nerededir; bir bakacağız.
Bakamıyorsan, tahammül edemiyorsan, düşünemiyorsan, elaleme de dediğinle kalıyorsun. Belki ihale mihale alamam diye korkup cayıyor ama; hep birlikte "yalan, alçak, sahte, ikiyüzlü, oportünist, utanmaz" bir dünyayı döndürüp duruyorsunuz işte.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kaç yaşındasınız?   / 01-05-2006
 Teselli odur ki   / 30-04-2006
 Bir fark olmalı   / 28-04-2006
 Delikanlı olacaksın!   / 27-04-2006
 Çok doğru dedi!   / 26-04-2006
 Rüya gibi ülke!   / 25-04-2006
 Çocuk kalsın!   / 24-04-2006
 Darbeciye ibret olsun!   / 23-04-2006
 Çok gittin, geri gel!   / 21-04-2006
 Parmak kaldırsın!   / 20-04-2006
YILMAZ ÖZDİL
Ve, kapkaççılar sosyeteye girdi...
İki kapkaççı, 5...
ERGUN BABAHAN
Hülya Avşar krizi
İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim...
MEHMET BARLAS
Kızdığımız kadar gözlemleri değerlendir-meliyiz...
UMUR TALU
Haklı dava
Türkiye'nin; düşünce, ifade, eleştiri ve...
FATİH ALTAYLI
Ondan çok şey öğrenmiştim
Cemal Süreyya'nın dediği...
ERDAL ŞAFAK
Dragon, ayı ve bizim Asena
"Size gerçekten...
Fransız usülü Watergate krizi
Başbakan Villepin'in, Cumhurbaşkanı Chirac'ın emriyle İçişleri Bakanı...
Papaz Spor Kulübü: 6 İmam İdman Yurdu: 4
Dünya Kupası'nın ev sahibi Almanya'da futbol, iki büyük din arasında...
Zor bir seçim
Zor bir seçim
Tigana, Fenerbahçe maçlarında yıldızlaşan Sergen ile sakatlığı tam...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu