Teselli odur ki
Hukuk fakülteleri beş yıla çıkıyormuş ve yenisi de açılamayacakmış. İsabettir. Dört yılın çok yetersiz kaldığı belliydi. Yenisi de açılmamalı. Bir işe yaramayacaksa. Çünkü, kanunların yanlış çıktığı, çıkanın sahipsiz kaldığı, kimin çıkardığının dahi anlaşılamadığı, üç kuvvet ile dördüncünün, yetmedi silahlı kuvvetin de çekiştirdiği, hukuk tepelenirken hukukçuların sessiz kalabildiği, sonra makamlarını, unvanlarını, ağırlıklarını kuvvet ve kudretten yana koyarak caka satabildiği, sözde ideolojik olan cezalandırılırken sözde diğerlerinin ideolojik olmadığı, hukuk devleti adı altında devletin üstte hukukun altta kaldığı filan bir güzel ortam içindeyiz. O yüzden, gerek yok yenisine. Gerçekten yeni bir soluk katmayacaksa dünyamıza, eski hamam eski tas olacaksa... Gak dendiğinde guk diye yutkunacak hukukçu yetiştirecekse, yenisine gerek yok hakikaten.
Fakat, bir başka sorun var. Liseler ne olacak? Misal özel okullar ile güzel diziler teşvik edilirken "içimdeki öldürme aşkı bambaşka" diyen erkekler ile evet şimdi de kızlar nasıl caydırılacak? Ülkede "terör ve terörle mücadele" var, tüm şiddetiyle: İki şehidin olduğu gün iki de lise cinayeti. Bir bakar mısınız, misal kimi hukuk fakültesi adaylarına; o güne kadar katil, zanlı, suçlu, mahkum olmamışsa, puanı da tutarsa, bir hukuk fakültesine bile girebilecek genç arkadaşlara. Elbette hepsi böyle değil. Elbette çoğunluk böyle değil. Ve gerçekten bir teselli olacaksa, şunu söyleyeyim; 10 milyon ilköğretim öğrencisinden çok çok azı lisede katil oluyor ve ilkokuldan, liseden, üniversiteden, köyden terk yoluyla silaha sarılanlar da çoğunluk değil. Teselli edecekse eğer, hakikaten bunca şiddete rağmen, milyonlarca aile ile çocuğu şiddet dışı kalıyor ve çoğu katil, terörist filan değil, en kötü ihtimalde işsiz ve yoksul oluyor. Teselli edecekse hakikaten, şiddete başvuranlar azınlık, hayatın envai çeşit şiddetine maruz kalıp duranlar ise çok daha fazla.
O yüzden, minicik kızını dövmüş, her yanını morartmış, çürütmüş bir anne ile yavrusuna vurup dururken ona yataklık yapan bir baba portresi dahi korkutmasın sizi. Teselli o ki, milyonlarca anne ile baba, bebelerine, evlatlarına bunu, bu kadarını hiç yapmadı. Töre diye öldüren de oldu ama töre diyarında dahi çoğunluk olmadı. Teselli o ki, insanoğlu öğrenir, değişir, ders alır, kendini geliştirebilir ve aşabilir. Öyle kalmayabilir. Ve bir anne ile baba, insiyaki, bir gün el kaldırırken yavrularına, o en şiddetlisi, çırpınmış da yorulmuş, düşmüş miniğin sureti gözlerinin önüne gelir. Bir liseli kız, daha 16 yaşında aşık olduğunda, terk edildiğinde, hayatın çok uzun, aşkların hep mümkün, yüreğimizin çok zengin, her yaşın çok sevgili olduğunu hatırlar belki. Gülümser, bilemedin okkalı bir küfreder, yürür gider. Bir hukuk öğrencisi, bugünü iyi izler de, vicdan dolu hukuk felsefesini kürsülerden, mahkemelerden, kararlardan, yargı organlarından hepimize uzatır. Teselli odur ki, milyonlarca insan, belki sessiz, belki suskun, belki şaşkın, belki çaresiz gibi kaldı ama kökten kötülük, fesat, şiddet ve kinden de uzak kaldı. Nefret değmemiş, kalbi kararmamış, vicdanı kurumamış kaldı. Teselli odur ki, biz, hepimiz, kim bilir, belki onlardan biriyiz ve tamam, değilsek bile, işte onlarla da birlikteyiz. Belki hakikaten o kadar da kötü değil!
|