|
|
Aşkın sonu cinayettir!
Cinayet, lafın gelişi elbette... İlle de sonunun kanlı olması gerekmiyor ama sonuçta aşk ölüyor ve ölüm doğal karşılanmıyor... "Çünkü" diyor Pınar Kür; "Her aşkın sonuna geldiğimde, 'bu adamda ne buldum ben?' diye bir soru çıkıyor karşıma. Yanlıca bana özgü bir maymun iştahlılık değil bu, etrafımdaki herkes böyle... Bunun bir sebebi olmalı dedim ve gen mühendisi olduğum için bunun psikolojik bir şey olması gerektiğini düşündüm. Ahmet Mehmet'ten birçok alanda daha üstün olabilir, ama sen gidip Ahmet'e değil, Mehmet'e aşık oluyorsun. Neden?" Yanıtı yine kendisi veriyor, kendi geliştirdiği 'ayna kuramı'yla... "İnsan kendi kendisini görmek istediği gibi yansıtan birine aşık oluyor. Karşı tarafın tuttuğu aynada kendini güzel (yani hayal ettiği gibi) görüyorsa, hemen ona yöneliyor. İnsanın kendisiyle ilgili; görmek istediği imajı Mehmet'in elindeki ayna yansıtıyorsa o zaman Mehmet'e aşık oluyorsun; Ahmet'in elindeki ayna yansıtıyorsa Ahmet'e. Ama insanın öz simgesi, kendine yakıştırdığı imge her zaman aynı olmuyor, ihtiyaçlarına göre değişiyor. Diyelim ki; kendini çok kötü, değersiz hissettiğin bir dönemde biri sana, 'Ay ne kadar değerlisin' diye bir ayna gösterdiği zaman, 'hah' diyorsun 'işte bu o' ve ona güveniyorsun. Sonra yavaş yavaş orada gördüğün imaj eskimeye başlıyor. Ve başka imajlar aramaya başlıyorsun. Onun tuttuğu ayna da eski hayranlığını kaybediyor. Yepyeni bir aynada yepyeni bir yüz gördüğünde, bu sefer ona yöneliyorsun." Aşkla cinayet arasındaki benzerliği de yazar olarak açıklıyor ve diyor ki; "Cinayette olduğu gibi, aşkta da bir esrar var. Aşkın ölümüne neden olan şey, esrarın yok olması. Karşındaki insanı tanımaya başlayınca esrarı kayboluyor; o esrar gittikçe aşkın büyüsü de bozuluyor, bilinmezliğin verdiği heyecan kalmıyor. Tıpkı cinayet romanı gibi... Başta tansiyon yükseliyor, yükseliyor, aşk gibi bir doruk noktası var, ardından yavaş yavaş çözüme doğru giderken artık baştaki gizemi kalmıyor." Bütün kitaplarını bir solukta okuduğum en sevdiğim yazarlardan Pınar Kür, yayın hayatında otuzuncu yılını kutluyor. İlk kitabı 'Yarın Yarın' 30 yıl önce basılmıştı. Ardından 'Küçük Oyuncu', 'Bir Deli Ağaç', 'Bitmeyen Aşk', 'Bir Cinayet Romanı' ve diğerleri geldi... Everest Yayınevi, 'Yarın Yarın' için 30. yıl özel baskısı hazırlamış; özel numaralı, benimki 393... Bir de yeni kitap var; 'Aşkın Sonu Cinayettir'. Pınar Kür'ün hayatını, yazarlığını ve aşkı anlattığı bu kitapta, Mine Söğüt soruyor, Pınar Kür yanıtlıyor. Okumalısınız. Kendisini dinlemek için de bu gece Elmaks'ı açıp, 'Aşk ve Kadınlara Dair'i izlemelisiniz...
|