|
|
Gerets'in çelişkisi ve yöneticilik
Türkiye'de iki konu hep gündemdedir. 1-Transferler yönetimler tarafından mı yapılmalı? Yoksa teknik adamlar tek yetkili mi olmalı? 2-Başkanlar ya da yöneticiler teknik adamın işine karışmamalı mı? Ya da soyunma odasına girip teknik adama "Şu oyuncuyu oynat ya da oynatma" talimatını vermeli mi? Bu tür davranışlar kulübün yapısına; yönetici, başkanın ve teknik adamın kimliğine göre farklılıklar gösterir. Türkiye'de genelde başkanlar hep teknik adama karışmak isterler. Söz geçiremezlerse ya yollarını ayırırlar ya da saman altından su yürütüp medya yoluyla yıpratma politikasını güderler. Bu tarz davranışları Avrupa'nın ünlü kulüplerinde de gözleyebiliriz. Örneğin; Inter Başkanı Massimo Moratti 1998-2000 yılları arasında görev yapan iki teknik adam Simoni ile Lippi'yi, "Roberto Baggio'yu ilk onbirde oynatacaksınız" talimatına uymadıkları için kovmuştu. Milan'ın onursal başkanı Berlusconi sezon başı teknik adam Ancelotti'yi "Sistemini beğenmiyorum" diye hırpaladı. Real Madrid'in eski başkanı Perez'in görevdeki hocalara, "Ronaldo'yu oynatacaksınız" talimatı takım içinde huzursuzluk yaratmıştı. Barcelona Başkanı Laporta seçim yatırımı olarak Rüştü'yü almış ama Rüştü'den sonra göreve gelen Rijkaard, Rüştü'ye forma vermemişti. Abramovich, Chelsea'yi aldığında transferleri kendi yapmış, Veron'u, Crespo'yu kendi almış ama başarılı olamamıştı. Mourinho'nun Chelsea'ye hoca olduktan sonra transferleri kendi yapması sonucu Chelsea iki yıldır İngiltere Lig şampiyonu oluyor. Beckenbauer, Bayern'in oyun sisteminde ve transferlerde hep ön plandadır. Günümüzde futbol büyük paraların döndüğü bir sektör oldu. Büyük takımların yaşadıkları rekabeti gözlemlediğimizde teknik adam-yönetici arasında sık diyaloglar olmalı, bir görüş birlikteliği sağlanmalıdır. Bugün Türkiye'de teknik adamın işine karışmayan tek kulüp Galatasaray olmuştur. Çünkü G.Saray'da, "Dere geçerken at değiştirilmez" bir felsefedir. Bu ne kadar doğrudur? Sonuçta yönetimler seçilmiş, teknik adamlar ise atanmış kişilerdir. Yönetimler "Hancı" hocalar "Yolcu" dur.. İlhan Cavcav, Cemal Aydın, Aziz Yıldırım ve özellikle Ali Şen'in zaman zaman teknik adamların işine karıştığı olmuştur. Eğer bu kişiler Galatasaray Başkanı olsaydı Gerets ezeli rekabette eleştirilen kadroyu sahaya süremezdi. İlk kupa maçında F.Bahçe'ye karşı Mondi'yi oynatmamazlık edemezdi. Galatasaray sezon başından itibaren şampiyonluk yarışının içinde olduysa bu başarıda Gerets'in futbolcuların duygularına hitap etmesinin rolü büyük. Gerets son basın toplantısına kadar hep futbolcularına toz kondurmamaya dikkat etti. Ancak F.Bahçe yenilgisinin ardından, "Futbolcular iyi performans sergilemediler" sözüyle beni çok şaşırttı. İğneyi önce kendine batırması gerekliydi. Çünkü Rize maçı sonrası, "Gençleri bu stresli ortamda yıpranmamaları için oynatmıyorum, bu yüzden tecrübeli oyuncuları tercih ediyorum" demesine rağmen F.Bahçe maçında, hem de kabus gibi bir ortamda gençleri oynatması, söylemleri ile eylemleri arasındaki çelişkiyi göstermiyor mu? Yöneticiler kadro seçimine "Bir daha düşün" gibi bir görüş bildirseydi Gerets, hatadan dönebilirdi. Yönetimler her şeye "Maydanoz" olmamalı ama sorumluluk duygularıyla kulübün menfaatleri için hareket edebilmeli.
|