| |
Ayetli bir Çankaya yazısı
Çankaya konusuna devam... Zira bundan sonra pek çok siyasi söylemin "satır aralarında" bu konudaki "niyetler-özlemler" gizli olacak. Cumhurbaşkanlığı seçimi AK Parti'nin "en büyük sınavı." Eğer bu sınavı "sorunsuz atlatırsa" AK Parti, siyasetin "yakın ve orta vadeli geleceğine" imzasını basar. Ama Çankaya seçimi süreci "sağlıklı bir şekilde aşılamazsa..." Siyaset açısından "diken üstünde bir döneme" girilmiş olur.
Bir süredir "bazı çevreler" Cumhurbaşkanlığı için, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'in adını dillendiriyor. Yılmaz Hoca'yı "liberal kesim" beğeniyor. "CHP çevreleri" destekliyor. Başarılarından dolayı "halk da seviyor." "Aynı çevreler" zaman zaman "iki isimden daha" bahsediyorlar: -Erdal İnönü Çankaya'ya çok yakışır... Veya Hikmet Çetin.
Ancak işin bir de "reel siyaset" faslı var. Olaya "bu pencereden" bakınca, görünen manzara: 1. Cumhurbaşkanı, Meclis dışından olmaz. 2. Türkiye bir erken seçime gider ve seçimden de CHP büyüyerek çıkarsa, Prof. Büyükerşen'in veya İnönü'nün ya da Hikmet Çetin'in ismi ancak o zaman gündeme gelebilir. 3. Tayyip Bey erken seçimi aklının ucundan geçirmez. 4. Meclis'te 357 sandalyesi olan AK Parti, kendi grubu dışından kimseyi Çankaya'ya oturtmaz.
"Siyaset kulislerinde" konuşulan "bir isim daha" var: "Org. Hilmi Özkök." Bu konunun yanıtı "yukarıdaki bölümde mevcut... Büyük bir çoğunluğa sahip AK Parti, dışardan aday aramaz." Ayrıca: Org. Özkök "ben bu işte yokum" diye çok net bir tavır ortaya koydu, kendini bağladı.
Yine "siyasi kulislerde" konuşulanlar: 1. Başkanlık veya Yarı Başkanlık sistemine geçilsin... Cumhurbaşkanı'nı halk seçsin. 2. Bir kişi iki dönem Cumhurbaşkanlığı yapabilsin... Yani 5 artı 5 modeli. "Bunların" konuşulmasında elbette sakınca yok. Çok konuşulup, tartışılacak. Ancak...
1. Halk seçsin veya 5 artı 5 olsun önerilerinin pratikteki geçerliliği sıfır. 2. Bunlar köklü Anayasa değişikliğini gerektirir. 3. Bu Meclis'in köklü değişikliklere yönelmesi fiilen mümkün değil... Zaman da yok. 4. Böyle büyük olaylar, büyük mutabakat gerektirir... CHP'siz olmaz... Deniz Baykal'ın da buna yeşil ışık yakması imkansız.
"Partiyi kuran ve iktidara taşıyan" Tayyip Bey, nasıl bir yol izler? 1. Çankaya'yı elbette ister. 2. Adaylığını son ana kadar açıklamaz. 3. Ancak, konjonktürü uygun bulmaz, Çankaya niyetini içine gömer ve başka bir adayı düşünecek olursa... 4. Bu defa son dakikayı beklemeden, aday olmadığını söyler. 5. Ve üzerinde herkesin mutabık kalacağı bir isim arar.
Yazımızı bir "hadis" ile noktalayalım: "Kuvvetli kimse, güreşte başkalarını yenen değil, hiddet anında kendine hakim olandır." Siyaset "en sıcak 12 aya girerken" hiddet ve şiddet konusunun "önem kazanacağını" belirtelim.
|