360 dakikada sadece 2 gol
Şampiyonlar Ligi'nde yıldızlar topluluğu takımların 4 maçından sadece iki gol çıktı. Barcelona gibi ofansif bir takım bile 180 dakikanın 140'ını geride alan daraltıp oynadı. Gerek gazetemde gerek TV yorumlarımda sık sık vurguluyorum. Temponun ve ikili mücadelenin üst düzeye çıktığı günümüz futbolunda temel ilke, önce rakibi oynatmamak, sonra da oynamaya çalışmak. Bu yüzden bilhassa zorluk derecesi yüksek maçlarda takım savunmalarına çok önem verildiğinden alan daralıyor, pozisyon bulmak zorlaşıyor. Şampiyonlar Ligi'nin yarı finallerinde yıldızlar topluluğu takımlar arasındaki 4 maçta sadece 2 gol vardı. Ama tempo, mücadele ve heyecan yönünden seyirciler büyük keyif aldı. Barcelona şu anda dünyanın en çabuk ve en etkili ofansif futbolunu oynayan takımı. Top rakipteyken de sahanın her bölgesindeki presiyle, geriye çabuk dönüşleriyle ve hamle zamanlamasını bilen çabuk defans oyuncularıyla etkili de bir savunma yapıyor. Milan ile Nou Camp'taki rövanşa deplasmandaki galibiyetin avantajıyla çıktılar. Oyuna ofansif başladılar. Üç pozisyon yakaladılar golü bulamadılar. Bu arada da Milan'ın tehlikeli atakları oldu. Yenecek bir golün ne büyük stres ve risk getireceğini bildiklerinden devre ortasından itibaren maç sonuna kadar alışılmış klasiklerinden vazgeçip, oyunu genelde geride kabul ettiler. Sonuçta Milan gole ihtiyaç duyduğu 90 dakika boyunca sadece bir isabetli şut atabildi ve turu Barcelona geçti. Milano ve Barcelona'daki iki maçın 180 dakikasına baktığımızda Barcelona gibi ofansif gücü yüksek takım, 140 dakikayı geride kalabalıklaşıp alan daraltıp oynadı, çünkü öyle gerekiyordu. Villarreal, kendisinden çok güçlü Arsenal gibi bir takıma ecel terleri döktürdü. Rövanşta Arsenal hiç pozisyon bulamadı. Sadece bir şut çekebilirken takım savunmasının gücüyle finalist oldu. Çünkü kaybedecekleri bir şeyleri olmayan Villarrealli futbolcular yüreklerini ortaya koyarak müthiş bir tempoyla Arsenal'i oynatmadılar, üstelik kendileri oynadılar.
OLACAK İŞ Mİ? Gelelim bizim ligimize. Tempo düşük, takım savunmaları arızalarla dolu, pres uygulamaları yetersiz. Çok basit goller yeniyor, duran toplarda, adam paylaşma ve yer seçimleri hatalarla dolu. Defans bloğundaki yanlışlar bitmek bilmiyor. Şimdi bazı örnekler vereceğim; Sivasspor'lu Balili adam eksilten uzun toplarda defansların arkasına sarkan bir sprinter. Beşiktaş defansının ortasında İbrahim Toraman ve Gökhan Zan güçlü kuvvetli milli takım oyuncuları. İlk 20 dakikada tek forvet Balili 4 pozisyona girdi, birini attı. Olacak iş mi? Güçlü kadroya sahip F.Bahçe, final niteliğindeki deplasmanda beş eksikli Vestel'den skor avantajı yakalamasına rağmen 5 yedi. İstikrarlı bir grafik çizen ve büyük moralle Kadıköy'e çıkan G.Saray, F.Bahçe'den 4 gol yedi. Bu canlı örnekler günümüz futbolunu ilkeleriyle bağdaşıyor mu? Basit hatalarla yenen gollerle skoru yükselen maçlara seyir zevki alınıyor diye prim vermeye devam edersek uluslararası alanda düşüşümüz hızlanacak.
|