kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Prof. Dr. Bengi Semerci @ SABAH
 
Otizm ve tedavisi
Soru cevap
Çocuğunuz iştahsız mı?

Otizm ve tedavisi

1800'den beri bilinip, adı 1943'te konulan otizm sorunu maalesef hala yeterince bilinmiyor. 26 Şubat günü "Hadi Paylaşalım" isimli televizyon programımda otizmi konuştuk. Pazar sabahı saat 11.45'te olduğundan, programdan haberleri olamayan ve izlemeyenler için konuyu tekrarlamak istiyorum. (Bu arada program her pazar, aynı saatte ve farklı konularla, sizinle paylamaya devam ediyor. Yarın konuğum Metin Akpınar, izlerseniz paylaşırız.) Otizm, birbirlerine benzerlikler gösteren yaygın gelişimsel bozukluk başlığı altındaki bozukluklardan biridir. Temel olarak iki alanda bozukluk görülür; iletişim ve sosyal gelişim alanı ile yineleyen, sınırlı ilgi ve davranışlar. Ve bunların çocuk 30 aylık olmadan önce başlaması gerekir. Aslında bebek doğduğu andan itibaren farklılık gösterir. Eğer ailenin daha önce olmuş bir çocuğu varsa kıyaslayabilir. Pek ağlayıp, sızlamayan, tepkisiz, fazla uslu bebeklerdir. Aile bebeğin onlara gereksinim duymadığı kanısına bile kapılabilir.

Kendi kendine oynayan, oyuncaklar yerine başka şeyleri oyun aracı seçen,

Çevreye kendi gereksinimi olmadığında ilgi göstermeyen,

Hiç konuşmayan ya da sadece kendi gerek duyduğunda tek kelimeler kullanan, bazen duymadığı düşünülen, aynı kelimeleri ya da sizin söylediğinizi tekrarlayan,

Kendinden "sen" veya "o" diye bahseden, kendi kendine kelimeler üretip, kullanan,

Öpülmekten, kucağa gelmekten hoşlanmayan,

Nesneleri amacına uygun kullanmayan, (kutu kapağını çevirmek, oyuncak arabayı sürmek yerine, ters çevirip saatlerce tekerliğini döndürmek, kapıyı açıp kapamak gibi)

Düzeninin değişmesine aşırı tepki gösteren,

Aşırı titiz olabilen, üstüne su damladığında bile huzursuz olan,

Göz teması kurmaktan kaçınan,

El çırpma, kanat çırpar gibi yapma, dönme gibi tekrarlayıcı hareketleri bulunan,

Acıya, sıcağa, soğuğa pek tepki vermeyen,

Yaşıtlarıyla uygun ilişki kuramayan,

Birçok şeye ilgi göstermezken, müzik sesi gibi bazı şeylere aşırı ilgi gösteren çocuklara dikkat etmek gerekir. Bu nedenle ailelerin, çocuklarının reklamlar ya da klip kanallarında saatlerce sessiz kalıp kendilerini oyalamalarından mutlu olmamaları gerekir. Aksine bu durumu engellemeleri ve nedenini araştırmaları şarttır. Bu belirtileri taşıyan bir çocukla karşılaşırsak bu tanıyı düşünmek zorundayız. Hepsinin birden olması gerekmez. Otistik olmasa bile benzer bulgular taşıyan başka bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu düşünmekte yarar var.

YAPILMASI GEREKENLER
Öncelikle unutulmaması gereken şey, otizm ne kadar erken tanınırsa gelecek o kadar iyi olur. Bir ailenin çocuğunun farklı olduğunu kabul etmesi zordur. Ama gecikilen her dakika çocuğun aleyhine işler. Çünkü tedavide en önemli bölüm, erken başlanan özel eğitimdir. Çocuğunuzun farklılığını fark ettiğiniz an, bir çocuk psikiyatristi ya da bu konuda eğitimli bir klinik psikolağa başvurulmalıdır. Gerekli testler ve incelemelerden sonra tanı konursa, sizin ve çocuğunuzun eğitime hemen başlaması, bazı durumlar için ilaç kullanması gerekir. En önemlisi eğitimdir ve ne kadar erken yaşta başlarsa, o kadar etkilidir. İlaçlar, hastalığa ilişkin bazı bulguları gidermek ve eğitime katkı için yararlı olur. Bu arada bir sürü yetkisiz insan yunuslarla, atlarla, diyetlerle, özel aletlerle, müzikler ya da seslerle bu çocukları tedavi ettiklerini söyleyerek, eğitimlerini engellemekte ve geciktirmektedir. Hatta bazen bu yanlışı yapanlar, doktor, psikolog, nörolog hatta psikiyatrist de olabilmektedir. Acıdır ki bu kişilerin bir kısmı, üniversitelerde akademik unvan bile taşıyabiliyor. Çaresiz aileler bir anlamda sömürülmektedir. Oysa şu anda otistik bir çocuk için en iyi şey erken başlayan, uygun eğitimdir. Uzun süren, güç ve dayanıklılık isteyen bu mücadelelerde, ailelerin yüreklerinde inanma ihtiyacı olmasına karşın mucizeler yoktur. Ailelerin ve çocuklarnın tek zorluğu otizmi tanımak, kabullenmek, doğru doktora ulaşmak, çaresizliklerini kullananları eleyebilmek değildir. Bunların sonrasında, tanı konulsa, kabul edilse, doğru eğitim kurumu ve eğitmen bulunsa, ücretleri karşılansa da zorluklar bitmez. Çocuğun okula başlama yaşı geldiğinde, gidebilecek durumdaysa onu kabullenecek ve iyi ele alacak okul bulmak çok zordur. Sizin anladığınız ve kabullendiğiniz sorunu başkalarına, en yakınlarınıza bile anlatmak zor olabilir. Sokağa çıktığınızda, yemeğe gittiğinizde çevredekilere çocuğunuzu anlatabilmek yorucudur. Biraz mola almak istediğinizde gönül rahatlığıyla bir hafta olsun bırakabileceğiniz bir kurumun olmadığı koşullarda bu çok yıpratıcı bir süreçtir. Yani sorun otizmi tanımakla bitmiyor, bir anlam da yeni başlıyor.

UNUTMAYIN
1- Kendi kendine oynayan, göz teması kurmayan, konuşması geciken çocuk değerlendirilmeli.

2- Dönen cisimlerden hoşlanan, yaşıtlarıyla ilgilenmeyen, temastan hoşlanmayan çocukta sorun olabilir.

3- Reklamların ve kliplerin önünde saatlerce sessizce oturan çocuk "uslu" çocuk değildir.

4- Ne kadar erken tanı konulursa, gelecek o kadar iyi olur.

5- Otizm tedavisinin en önemli kısmı erken başlayan eğitimdir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yanlış gazete haberleri aileleri etkiliyor   / 15-04-2006
 Evlatlık olduğunu saklamak doğru değil   / 08-04-2006
 Prematüre bebek kabusunuz olmasın   / 01-04-2006
 Kitap okumak boş zaman eylemi değil ki   / 25-03-2006
 Konuşma buzuklukları   / 18-03-2006
 Sokaklarda çocuk şiddetinin nedenleri   / 11-03-2006
 Otizm ve tedavisi   / 04-03-2006
 Tik bozuklukları   / 25-02-2006
 Emziğime dokunmayın!   / 18-02-2006
 Altını ıslatan çocuğunuzu suçlamayın   / 11-02-2006
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
FİLİZ AKIN
Yunuslar ve Lale Devri
Suyun içinden bir şey hopladı.
SUNAY AKIN
Tay tay!..
İstanbul Oyuncak Müzesi'nin üçüncü katında,...
ÜLKÜ TAMER
Biz meğer operaya gitmişiz
Madem "şampiyonluğun düğümünü...
ALİ POYRAZOĞLU
Turizmde kedi patlaması
Çaktınız mı? Geçen haftaki...
AYŞE BRAV
Her şey çocuğun gözü önünde yaşanmamalı
Hakikaten anne...
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ
Yedikleri çocuğun gelişimini etkiler
Beslenme yaşam için...
Sanki bir Tarantino filmi
Sanki bir Tarantino filmi
Tipik Amerikan bir senaryoya İskoçyalı yönetmenin getirdiği yorum...
Ruhları da bedenler kadar yaklaştıran dans
Ruhları da bedenler kadar yaklaştıran dans
Ne tuhaf, ne çekici, sanki büyüleyici bir film... Olabilecek en...
'Şimdiki müşteri tahsilli'
Refik Meyhanesi'nin sahibi Refik Aslan, 68 yıldır bu işin içinde.
'Utanmıyorum, hiç de özür dilemedim'
Geçtiğimiz günlerde alkolden baygın düşmüş halde görüntülenen Teoman,...
'Ben de annemi o vaziyette görsem, ölürüm yani...'
- Siz kendi boşluğunuzu seviyor musunuz?
- Onu doldurmaya...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.