Yanlışlıklar komedyası
Dün Meclis Başkanı Arınç'ın demokratik içerikli konuşmasını destekledim. Ancak bizim ülkemiz paradoksal gelişmelere o kadar açık ve öylesine garip olaylar yaşanıyor ki, dün doğru bir eylemi nedeniyle övdüğünüz bir insanın bugün vahim bir yanlışlık yaptığına tanık oluyorsunuz. Böylece, fikir namusuna sahipseniz ve okurunuza dürüst davranmayı bir zorunluluk olarak görüyorsanız, dün övdüğünüz bir insan için bugün eleştiri yazısı yazmanız kaçınılmaz hale geliyor. Buna somut bir örnek olarak Meclis Başkanı Bülent Arınç'ı verebiliriz. Dünkü yazımızda Arınç'ın, Parlamento'nun üstünlüğü, sivil siyasetin yönetme hakkı ve demokratik kurum ve kurallara vurgu yapan 23 Nisan açılış konuşmasına yer vermiş ve bu açıklamadaki görüşleri takdir ve saygıyla karşıladığımızı belirtmiştik. Ancak yazıyı yazdıktan sonra, 23 Nisan törenlerinin Meclis ayağına ilişkin öyle bir gelişme yaşandı ki, hayretler içinde kalmamak mümkün değil. 23 Nisan törenlerinde ilköğretim çocuklarının geleneksel olarak Meclis kürsüsünde konuşturuldukları bir seremoni yapılır. Çünkü bu bayramın adı, "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı"dır. Bu yıl, Meclis kürsüsünden konuşturulan "çocuk" 21 yaşında, Erzurum İmam-Hatip Lisesi son sınıf öğrencisi. Ve bu "çocuk" Meclis kürsüsünden imam hatiplileri ima ederek, "Ne kadar engellemeye çalışsanız da boşuna, en zirveye çıkacağız" diye esip gürlemiş. Ve bu garabete de Meclis Başkanı Arınç, "Ne var bunda? Kürsü hür, bunu bilmiyor musunuz" şeklinde açıklama getirmiş. Tam bir yanlışlıklar komedyası. Kimi kandırıyorsunuz, kimi tatmin ediyorsunuz, neyle tatmin ediyorsunuz? Başbakan'ın imam hatipli olduğu, Meclis'te 100'ü aşkın imam hatip kökenli milletvekilinin bulunduğu bir gerçek değil mi? İmam hatip kökenli Başbakan'ın Meclis kürsüsünden özgürce konuşamaması gibi bir durum mu var ki, "Doğan görünümlü Şahin" misali, çocuk görünümlü bir delikanlıyı kürsüye çıkartıp tatmin arayışına giriyorsunuz. O kürsü hürse, Başbakan için de hür. Ya da milletvekilleri için de... Milletvekillerinin söyleyemediği bir şeyi, "çocuk görünümlü delikanlıya" söyleterek mi, o kürsüyü hür hale getiriyorsunuz. Bunun kime, ne faydası var? Belli çevrelere mesaj, belli duyguları tatmin dışında... Eğer o kürsü hür değilse ya da o kürsüde söylediklerinizi gerçekleştirebilecek iktidarınız yoksa, problemi kendinizde arayın. Hükümetsiniz, iktidar değilsiniz anlamına gelir bu... Eğer durum böyleyse, bu gerçek karşısında hükümet olmaya da hakkınız yok. Sizi seçen, tek başına neredeyse Anayasa'yı değiştirecek gücü veren millete karşı, "Biz özgür değiliz, çocuk görünümlü bu delikanlı özgür" demek, yakışık alır bir davranış mı? "Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol" diye bir deyiş var. Ya iktidarsınız ya değilsiniz. İktidarsanız iktidar gibi davranın, millet sizi iktidara getirdiği halde, iktidar gibi davranamıyorsanız, bu emaneti taşıyamayacağınızı onurlu bir biçimde söyleyin.
|