Mart ayında yaşanan türbülansın, geçmiş türbülans dönemlerinde olduğu gibi, Türkiye'ye yönelik sermaye hareketi üzerinde ciddi etkileri ortaya çıkıyor. Borsayı yüzde 17.4, eurobondu yüzde 5.9 düşüren, buna karşılık doları yüzde 4.7 ve faizi 0.83 artıran son türbülansda Türkiye'ye yönelik sermaye akışı durduğu gibi, ülkeden kısmen para çıkışı da oldu. Bitişikteki tablodan görülebileceği gibi, Türkiye'deki portföy yatırımlarında mart ayında 5.3 milyar dolarlık azalma meydana geldi. Şubat sonunda 67.2 milyar dolara varan sıcak para stoku, mart sonunda 61.9 milyar dolara geriledi. 5.3 milyar dolar düzeyinde ciddi bir portföy azalması, yine geçen yılın mart ayından sonra ilk kez gerçekleşiyor. Yerliler mart ayında yerli para cinsinden yatırımlarına devam etti, hatta yükselen dolar kuru karşısında döviz hesaplarını bozdurdular. 3 Mart'ta yerlilere ait döviz hesapları 60.8 milyar dolar iken 31 Mart'ta bu rakam 2.1 milyar dolar azalmayla 58.7 milyara indi.
Marttayaşananlar Yabancıların pörtföy hareketi hakkında şu konuların altı çizilebilir: * Yabancı portföyündeki gerilemede en büyük kalem hisse senetleri. 5.3 milyar dolarlık azalma buradan kaynaklanıyor. Hisse senetleri hariç tutulduğunda diğer kalemlerde bir gerileme yok. Artış da pek yok. Bu anlamda devlet borçlanma senetleri ve mevduat yatırımlarının azalmadığı, ancak artış hızının durduğu söylenebilir. * Hisse senedi piyasasında portföy daralmasının en büyük nedeni borsanın değer kaybı. Borsanın mart ayındaki kaybı yüzde 8.7. Buna karşılık yabancıların hisse senedi stoku 42.5 milyardan 37.1 milyar dolara indi. Buradaki kayıp ise yüzde 12.5 düzeyinde. Endeksin yaklaşık yüzde 50 üzerinde gerçekleşen bu azalma bize yabancıların net satıcı olduğunu da gösteriyor. * Bu durum başka bir rakamla da doğrulanıyor. Merkezi Kayıt Kuruluşu verilerine göre, yabancıların borsadaki payı şubat sonunda yüzde 67.0'den yüzde 66.07'ye geriledi. Buna karşılık bitişikteki tabloda İMKB'ye ait veriler yabancıların mart ayında 12.4 milyon dolarlık net alım yaptığı yönünde. * Ancak bu konuda ödemeler dengesi verileri ile İMKB verileri arasında belli bir fark olduğunu geçmiş aylardan da biliyoruz. Geçen yıl İMKB verileri yabancıların 4.5 milyar dolarlık alım yaptığını gösterirken ödemeler dengesinde bu rakam 5.5 milyar dolara vardı. Piyasa yüksekliğinde yabancıların alımları ödemeler dengesinde daha yüksek görzünürken, piyasalar düştüğünde de tersi bir sonuç ortaya çıkarabilir. Mart ayı ödemeler dengesi verileri açıklandığında bunu daha net biçimde göreceğiz. * Yabancılar en çok hisse senedi piyasasında varlar. Dünya kaynaklı türbülanslardan da en çok hisse senedi piyasası etkileniyor. Nitekim son türbülansta İMKB Endeksi yüzde 17.4 kadar geriledikten sonra kısmen toparlandı. Buna karşılık yabancı payının yüzde 20 olduğu devlet borçlanma senedi piyasasında dalgalanma 1 puana bile varmadı. * Veriler yabancıların hakim olduğu hisse senedi piyasasının küresel gelişmelerden daha fazla etkilenebileceğini, yerlilerin hakimiyetindeki bono piyasasının dış rüzgara karşı daha dayanıklı çıkacağına işaret ediyor. Bu da 2001 sonrası dönemin bir özelliği olsa gerek.
Sonuç "Yenisistemleryeniproblemleriberaberindegetirir" Murphy