|
|
Yumuşayan Müslüm değil, biziz!
Bundan 5 yıl önce herhangi bir nedenle bir taksiye binsem, eğer radyoda Müslüm Gürses çalıyorsa ya sesini kıstırır ya da kapattırırdım. Bunu da kendi adıma bir yüksek toplumsal statü göstergesi sayardım. Taksiye biner binmez, kendi adıma çok devrimci, yenilikçi ve insanları yola getirici olduğunu düşündüğüm saçma hareketler içine girmeyi bırakalı çok oldu. Ama Müslüm Gürses dinlemeye başlayalı çok olmadı. Müslüm'e hak ettiği şansı verebilmek için, Teoman'ın 'Paramparça' şarkısını söylemesini beklemem gerekti. Çünkü Teoman gibi onayladığım bir karakterin Müslüm'ü ilginç bulup onaylaması gerekiyordu... Yani benim gözümdeki yükselen değerler idolünün onaylaması gerekiyordu Müslüm'ü! Aslında galiba 'Müslümcü'leri' biraz kıskanıyorum içten içe... Ben, hayatım boyunca hiç kimseye böylesine inanamadım. Onun için histeri krizleri geçirip kollarıma jilet atamadım. Şimdi patronum Fatih Altaylı gelse ve "Rahşancım, gazete olarak karar aldık, bu ülkede her sabah 10 milyon kişinin gazete almamasını protesto için kendimizi jiletliyoruz" dese, bin tane soru sorarım: "Jiletler steril mi? Aldığımız jiletleri gazeteye masraf olarak gösterebilecek miyiz?..." Dün gece Murathan Mungan'ın seçtiği şarkılardan oluşan "Aşk Tesadüfleri Sever" albümünün tanıtımında Müslüm Gürses'i izlerken bunları düşündüm. Önce "Müslüm'e bak kimlerle uzlaştı ve müziğini nasıl da bana bile ulaştırdı" diye düşünüyordum. Hatta Orhan Gencebay gibi bir usta neden bu yöntemleri kullanmadı, neden bir arabesk-rock formatı arayışına girmiyor diye hayıflanıyordum. Sonra Müslüm Baba konuştu: "Bu ne, bu su mu?..." (Sahnedeki bardak içindeki suyu gösteriyor.) "Bu ne bu su mu?..." (Sahne kenarındakiler 'suuu' diye bağırıyorlar!) "Hah tamam o zaman... Rakı değil yani. Su gibisi var mı?" (Büyük ihtimalle albümün sponsorunun Yeni Rakı olduğunu anımsıyor!) "Rakı da güzeldir... Fi tarihinde içmiştim... Rakı da iyidir... Ama su gibi var mı..." dedi ve arkasından bir hikaye patlattı. Belli ki rakı üzerine kırdığı potu toparlayacak. Kısaca anlatıyorum; adamın biri varmış, rakıdan başka bir şey içmezmiş. Bir gün bir yolgeçen hanına yolu düşmüş ve içecek bir şey istemiş. Süper bir içecek vermişler. Adam zevkten dört köşe; içtiğinin ne olduğunu sormuş. (Burada tüm salon, Yeni Rakı'ya bir methiye geleceğini hayal ediyor. Ama avucumuzu yalarız!) Cevap 'su' imiş... Müslüm Baba bir kez daha 'rakı güzeldir' diyor. Ancak organizasyon yetkilileri Baba rakıyı daha fazla övmesin(!) diye müziğin sesini açmak durumunda kalıyor, playback başlıyor. Yazının başına bağlanırsak, görünen o ki Müslüm Baba'da en ufak bir değişim işareti yok. Bırakın yumuşamayı, hatta biraz daha sertleşmiş. Yumuşayan biziz. Yumuşacık olmuşuz... Müslüm'le coşmuşusz çok mu?
|