| |
Polatlı'nın unundan Elmadağ'ın suyundan
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun geçen gün Polatlı'daydı... Halkla konuşurken "benim Polatlı ile ilgili çok hatıram var" deyince... Dinleyenlerden istek geldi: - Anlatır mısınız? Ali Coşkun "küçüktüm, çocuktum, Eğin'den Ankara'ya gelmiştim" diye söze başladı. İşte gerisi:
Sabah saat 05.30'da kalkardım. Hamamönü' ndeki fırından simitleri alırdım. Doğruca tren istasyonuna koşardım: - Polatlı'nın unundan, Elmadağ'ın suyundan... Sayın yolcular... Taze simit var, simit. Simitleri satar ve Mimar Kemal İlkokulu' na giderdim. Öğleden sonra okuldan çıkınca da Ulus' ta 50 gazete satardım. Sonra evin yolunu tutardım. Polatlı ile ilgili anım işte bu. Polatlı' nın unundan çok simit sattım.
Ali Coşkun' un yaşam öyküsü Türkiye'de fırsat eşitliğinin çarpıcı göstergesi. Fakir bir köylü çocuğu olan Coşkun mühendis oldu, gitti Almanya' da okudu, ekonomide yüksek lisans yaptı. Ve sonra "nerelere kadar" yükseldi.
Ali Coşkun'un son AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda bir dövülmediği kaldı. "Bürokratlarından dolayı" eleştirildi. Eleştirilen hususlardan biri de şuydu: - MHP döneminde atanan bürokratları yerinde tutuyor... Onlarla çalışmayı sürdürüyor.
MHP'nin koalisyon ortağı olduğu dönemde bir göreve atanmak ne zamandan beri "suç oldu?" Ali Coşkun'un Bakan olunca, Bakanlık kadrolarını "tepeden tırnağa değiştirmesi" mi gerekiyordu? Görev yapmak için ille de "AK Parti'li bakanlar tarafından göreve getirilmek" mi lazım?
Ya AK Parti döneminde "üst görevlere" getirilen ve aradan birkaç ay geçmeden "görevden alınan" bürokratlar için ne demeli? Demek "başarısız bulunmuş" alınmışlar. Ali Coşkun da demek ki "kendisinden önce atananları başarılı bulup, onlarla çalışmayı sürdürüyor."
"Fi tarihinde" Adalet Partisi'nin TBMM Grup Toplantısı'nda da bürokratlarla ilgili eleştiriler olmuştu. Hatta "isim bile" verilmişti: - Özal biraderler... Milletvekillerini dinlemiyorlar... Neden hala görevde tutuluyorlar? Eleştirileri dönemin Başbakanı Demirel karşılamıştı: - Bürokratları rahat bırakın... Kimse bürokratla uğraşmasın.
"Fi tarihinden" bir başka örnek... Turgut Özal yeni Başbakan olmuştu. Milletvekilleri, bürokratlarla uğraşmaya başlamışlardı. Turgut Özal TBMM Grup toplantısında kürsüye çıktı: - Bürokratlarla uğraşmayın... Bürokratlarla uğraşan hükümetler yıkılmaya mahkumdur. (Özal'ın bu tavrını Mehmet Keçeciler, Hüsnü Doğan, Ekrem Pakdemirli, Hasan Celal Güzel, Abdülkadir Aksu çok iyi bilirler.)
"Marifet" bürokratla uğraşmak değil, "ülkenin dev gibi sorunlarının üstesinden gelmek."
|