|
|
|
|
|
|
Fatih Aksoy'la Kahvaltı
Aysun Kayacı arkadaşımdı. Bu nedenle birkaç kez Fatih Aksoy ile aynı ortamda bulunmuşluğum vardır. Tanıdığım en ilginç insanlardan birisidir. Sürekli insanları gözlemler ve hiç ummayacağınız yorumlarda bulunur. Otoriter bir tavrı vardır, ancak yufka yüreğini de ortaya dökmekten pek çekinmez. Aşırı titizdir, dilinin pek kemiği yoktur. İçinden geleni olduğu gibi söyler. Ama yine de tersi terstir. Fatih Aksoy, röportaj için beni evine kahvaltıya çağırınca biraz heyecanlandım. Çünkü onunla göz göze kahvaltı yapmak hiç de kolay değildi. Sabahın köründe kalkıp hazırlandım, süslendim püslendim. Eve gittiğimde uyuyordu. Salonun penceresinden boğazı ve kuş seslerini izledim. Uzun bir köprü trafiğinden çıkmıştım. Debriyaja basan ayağım sanırım bir iki santim uzamıştı. Evin huzuru bir anda sakinleştirdi beni. Koca evde, küçük yemek odasında karşı karşıya oturduk. İnsan böyle bir durumda çok bunalıyor. Yutkunurken çıkardığınız sesler, karşıdan duyuluyor. Yani ben onunkileri duyduğuma göre eminim o da benimkileri duyuyordu. Sabah da öyle ciddi uyandı ki. Elimi ayağımı nereye koyacağımı bilemiyorum. Çayımı yavaş yavaş yudumluyorum. Ekmeğimi zor yutuyorum. Salatalık yemeyi aklımdan bile geçirmiyorum. Telefonu çalıp başka bir odaya geçince, yiyeceklere dalıp o gelince nazik, sakin sakin kahvaltı yapan, hatta kuş kadar yemek yiyen kadını oynuyorum. Bir yandan da "Allahım şu telefon bir daha çalsa da azıcık kızarmış ekmekle reçel yesem" diye geçiriyorum. Çünkü biliyorum, şişman kadından pek hazzetmez. Öyle sabahın köründe adamın masasında "ham, hum şaralop Rahşan" olmamak için çırpınıyorum. Sabahleyin sekreteri tüm kanalların reyting raporlarını okuyor. Bana Çince gibi gelen bu rakamlar onun iş planlarını şekillendiriyor. Görüşmeyi teklif ettiğimde magazin sorma yasağı koyduğu için tehlikeli sularda gezmemeye özen gösteriyorum. Ama röportajın sonunda "Bu kocaman evde neden çocuklar koşmuyor, artık vakti gelmedi mi?" deme boşboğazlığını gösteriyorum. Belli ki onun da içini sızlatan bir konu bu. Sesi yumuşuyor "Zaten bir kızım var, ama artık yetişkin oldu. Galiba artık burada çocukların koşma zamanı geldi" diyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|